Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı
Kitabın son iki sayfasından: Aslında Çanakkale savaşları anlatılırken Sultan Abdülhamid’in atlanması feci bir hatadır. Neden mi? Hem bizzat onun açtırdığı okullarda yetişen bir neslin mücadelesi olması (çünkü bu direniş ruhunu o okullarda edinmişlerdi), hem de bizzat onun silahlarını kullanmış olmaları yüzünden. Tabii bir de Beylerbeyi Sarayı’ndaki sürgününde Buhari-i Şerif okuyup Fatihalarını Çanakkale semalarına üflemesinden… Velhasıl o, önlerinde (direnişi örgütleyerek), yanlarında (toplarıyla) ve arkalarında (dualarıyla) idi. Ama bir başka açıdan da “gerçek Çanakkale” olarak da okuyabilirsiniz Abdülhamid Han’ın yapıp ettiklerini. Belki “sessiz Çanakkale” de diyebiliriz onun zamana yayılmış direnişine. Ancak temel bir farkı vardı Sultan Abdülhamid’in: Kimsenin burnunu kanatmadan yazıyordu Çanakkale destanını. Ölüm değil, hayat önemliydi onun için. Şehidlerin ardından yakılacak ağıtlar yerine, varsın fakir olsun ama hayat içre bir türkü söylensindi topraklarında. Arnavut çobanlarıyla...