Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okumak, Yazmak, Edebiyat ve Kitaplar Üzerine

Resim
Okumak, yazmak, edebiyat ve kitaplar üzerine yapmış olduğum okumalardan altını çizdiğim satırları paylaşıyorum... Keşke bu çalışmayı çok önce yapmış olsaydım. Çünkü epey dar kapsamlı oldu. Ama nasip tabii ki. Zamanla daha da zenginleşir inşaallah. O yüzden bu sayfayı ara ara güncelleyeceğim bilgisini de ilgililere dipnot olarak düşmüş olayım... Yamçısını yere yayıp üzerine uzandı, okuyup bitirdiği kitabı da yastık olarak başının altına koydu. Uykuya dalmadan önce, artık daha kalın kitaplar okuması gerektiğini düşündü: Okunmaları daha uzun sürer, geceleyin de daha rahat yastık olurlardı. (s. 15, Simyacı, Paulo Coelho) O an, kitapların ağırlığından neredeyse kırılacak hale gelmiş uzun raflara kıskançlıkla baktım. Öfke, sıkıntı ve taşkınlığa yenik düşerek kitaplarının tümünü en kısa zamanda okuma arzusuna kapıldım. (s. 47, İnsancıklar , Dostoyevski) Başlangıçta bunları sadece uyanık kalmak için okuyordum, sonraları daha dikkatli ve en sonunda hevesle okumaya başladım. Yeni, bilinmey...

Küçük Prens

Resim
Büyükler kendiliklerinden bir şey anlamazlar ve durmadan anlatmak zorunda olmak, çocuklar için oldukça yorucudur. (s. 8) Sır, çok etkili olduğunda karşı koymaya cesaret edemez insan. (s. 11) Onlar rakamları severler. Büyüklere yeni bir arkadaştan söz ettiğinizde onunla ilgili önemli şeyleri asla sormazlar. Hiçbir zaman sesinin tonu nasıl; hangi oyunları en çok seviyor; kelebek koleksiyonu var mı diye sormazlar. Onun yerine kaç yaşında; kaç erkek kardeşi var; kaç kilo; babası ne kadar kazanıyor diye sorarlar. Çünkü ancak o zaman onu tanıdıklarına inanırlar. Büyüklere, pencerelerinin önünde sardunyalar, çatısında güvercinler olan kırmızı tuğlalı çok güzel bir ev gördüm, dediğinizde o evi hayal etmeyi başaramazlar. Şöyle demelisiniz: "Yüz bin frank değerinde bir ev gördüm." İşte o anda, "Ne kadar güzel!" diye haykırırlar. (s. 18) Çocuklar, büyüklere karşı anlayışlı davranmalıdırlar. (s. 19) "Büyük insanlar gibi konuşuyorsun!" Bu beni utandırdı fak...

Kelile ve Dimne

Resim
Debşelîm'in zamanında, Brahmanlar'dan, fazilet ve feraset sahibi, bilgisi ile meşhur ve her işte müracaat edilen bir filozof vardı ki, kendisine Beydebâ denirdi. Bu zât, Hükümdar'ın hâlini ve tebaasına ettiği zulmü görünce, O'nu bu durumdan döndürüp adalet ve insafa yöneltmek için bir çare düşündü. Bunun için öğrencilerini topladı ve şöyle dedi: Size neyi danışmak istediğimi biliyor musunuz? Biliniz ki Debşelim'in hâlini, O'nun adaletten ayrılıp zulüm ve kötülüğe dalmış olmasını, yaşayışının kötülüğünü, halka fena muamelede bulunmasını uzun uzadıya düşündüm. Bizler, bu gibi şeylerin hükümdarlardan sadır olması hâlinde, onları iyilik yapmaya ve adaletten ayrılmamaya yönlendirmek için kendimizi yetiştirmiş kimseleriz. Bu duruma göz yumar ve vazifemizi ihmal edersek, başımıza istenmedik şeyler gelir; zira cahillerin gözünde onlardan daha cahil ve daha önemsiz konuma düşeriz. Yurdu terk edip gitmek kanaatimce uygun değildir. Onu bu yakışıksız hâli ve kötü gidişi...