Maârif
Sen canlı olursan sözün de canlanır. Şu halde çaresi, şu herkesteki ruhtan gayrı, ebedî rúhu elde etmek için içini temizlemendir; çünkü o ruh, sende olgun değil. Olgunlaştı mı, sende bir şey belirir. O, zaten olgundur ama, sende olgunluğa erişmemiştir. Nitekim güneş de pencere ne kadarsa o kadar vurur; denizin suyu, testi ne kadarsa o kadar dolar testiye. Ama sen olgunlaştın mı, görürsün ki içine bir şey düşer; bu pisliklerden hiçbiri zarar da veremez sana, duramaz da sende. (s. 28) "Kötü ve çirkin bir söz duydular mi, yüz çevirirler." Yâni kabuktan ibaret olan sözü duymak, ceviz kabuğunu yemek, nasıl mideyi zayıf bir hale getirirse, tıpkı onun gibi, gönlü zayıf bir hale getirir; özden ibaret güzelim söz gerek ki gönlü kuvvetlendirsin. (s. 31) Bilgi, marifet bilgisidir. Hiçbir şey bilmesen bile, kendini tanıdın, bildin mi, bilginsin, ârifsin. Ama kendini tanımadın, bilmedin mi, bütün o bilgilerden ne fayda var? (s. 37) Senden geçip giden, kalmayan her neyse, o, dünyandır seni...