Edep Yâ Hû

Edep, "Edep yâ hû!" ihtarına muhatap olmamaktır. (s. 9) Prof. Massignon, College de France'de ders esnasında, "Öyle Müslüman kızları bilirim ki, Lafza-i Celâl'i söyledikleri zaman hicablarından yüzleri kızarır, önlerine bakarlar ve ancak öyle Allah diyebilirler" derdi. Evet, benim de çocukluğumda, gençliğimde, Müslüman Türk kızları hep öyle idiler. Allah lafzını söylerken hicab ederler, hayâ ederler, yüzleri kızarır, mahcup şekilde önlerine bakarlardı. Şurasını da arz edeyim ki yalnız gençler, genç kızlar değil, saygıdan, huşûdan, hiç kimse günlük konuşmalarında bugünkü kadar sık Lafza-i Celâl'i ağzına almazdı. Yemin etmez, kahkaha ile gülmez, tebessüm ederdi. Demek ki Müslüman Türk yani Osmanlı terbiyesinde edep, ilk önce Allah ile kul arasında başlıyordu. Resûlullah Efendimize, diğer resuller, nebiler, veliler, Ashâb-ı Kiram ve Selef-i Salihîn, mertebe ve makamlarına göre, 1400 seneden beri aynı hürmeti, aynı sevgi ve merbutiyeti Osmanlıdan görüyorla...