Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ezilmiş ve Aşağılanmışlar

Resim
Sabahtan beri dolaşmıştım ama istediğim gibi bir yer bulamamıştıın. Tek oda bile olsa, ayrı bir daire olsun istiyordum. Sonra, geniş -elbette kirası da az- olmaydı. Dar yerde kişinin düşüncelerinin de daraldığını anlamıştım. Yazacağım öyküleri düşünürken odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşmayı severim. Sırası gelmişken söyleyeyim: Öykülerimi yazmaktan çok, onlar üzerinde düşünmek, hayal kurmak hoşuma gitmiştir her zaman. Doğrusu, tembelliğimden değildir bu. Peki ama nedendir öyleyse? (s. 9) Coşkun umutlarla, hayallerle, çalışma tutkusuyla geçirdiğim uzun geceler mutluydum... yakınlarımmış gibi benimsediğim, gerçekten ayırt edilemeyen yarattığım kişilerle, hayallerimle geçirdiğim geceler... Kahramanlarımla güler, gene onlarla acı çekerdim. Zavallılar ağlarken benim de gözyaşı döktüğüm olurdu... (s. 31) Bir oturuşta okudum onlara romanımı. Çaydan hemen sonra başlamıştık, kalktığımızda saat gecenin ikisiydi. İhtiyar başta biraz ekşitmişti yüzünü. Yüce, belki kendisinin bile anl...

Allah Aşkı

Resim
Sülemi hazretleri "Eğer insanlar nasıl bir Allah'ın kulu olduklarını bir bilselerdi, sevinçten uçarlardı!" der. Bu eser, işte o bilgiye ermiş seçkin kulları Allah'a olan sonsuz muhabbetlerini, tarifsiz Allah aşklarını dillendiriyor. Gerçek Sevgili'nin O olduğunu, O'nun ve Elçisi'nin dışındaki sevgililerin geçici, yanıltıcı ve boş olduğunu bu kitabın sayfaları arasında gezinirken yakinen göreceksiniz. (Mütercimin ön sözünden) İbnü’l Cevzi mezar taşına şu mısraların yazılmasını vasiyet etmişti: Ey yığınlarla günahla gelenleri Affedip de bağışlayan Allah’ım! Ben de yapıp ettiklerimi silersin, Evet, silersin diye Sana geldim! Bak işte şimdi Senin misafirinim, Bilirim misafirine ikram edersin! (s. 8) Ebu Abdullah Muhammed ibn Hafif el-Sûfî şöyle der: Ebu'l-Abbas ibn Süreyc hazretleri bize Şiraz'da sordu: "Allah'ı sevmek farz mıdır, değil midir? " "Farzdır" cevabın verdik. "Delili ne?" diye sordu. Hiçbirimiz b...

Fîhi Mâ Fîh

Resim
Avrupa ve Amerika’daki fikrî ve teknik gelişmeleri çok yakından takip eden ve Mevlana Hazretlerinin eserlerini okumaktan da büyük haz alan bir dostumdan dinledim: "İstanbul'a Batı'dan falan düşünür geliyor, filan yerde konferans verecek haberim alınca, giriş ücreti bin dolar gibi yüksek bir rakam olmasına rağmen, gidip dinledim. İki saat süren o konferansta elin o anlı şanlı düşünürü bize ne anlattı bilir misin? Hz. Mevlana'nın Fihi Ma Fihi’ni... Ne Mevlana'nın adını andı, ne de eserinin. Fakat bütün dedikleri o eserden derlenmiş, allanıp pullanıp bize sunulmuştu." Hiç şaşırmadım. Çünkü daha önce Paulo Coelho da (korsanlarıyla birlikte ülkemizde bile yüzden fazla baskı yapan) Simyacı romanıyla dünya çapında üne kavuşmamış mıydı? O romanın asıl konusu da Mesnevi’deki bir hikayeden alınmamış mıydı? Hatta Türkiye'ye geldiğinde insanımızın Mesnevi’den habersiz olduğunu görüp hayretini dile getirmemiş miydi? Batı'nın en cins kafalarını bile etkileyen ...

Hikem-i Ataiyye

Resim
İslam dünyasında genel kabul gören yaygın kitapların ilk sıralarında Ataullah İskenderî’nin Hikem’i de yer almaktadır. Tesbit edebildiğimiz kadarıyla bugüne kadar dünya dillerinde yapılan tercüme ve şerhleri yetmiş sayısını aşmıştır. Bu yaygınlığı sağlayan sebeplerin başında, herhalde tasavvufi hikmetlerin ve ıstılahların şiir diliyle kısa ve özlü bir şekilde vurgulanarak anlatılmış olması gelmektedir. (Kitabın Sunuş kısmından) 13. Dünyanın ve maddenin şekilleriyle aynası kirlenmiş olan kalp nasıl parlar. Şehvetleriyle bağlanmış olan kalp Allah’a doğru nasıl yol alır. Gafletlerin kirinden temizlenmemiş olduğu halde Allah’ın huzuruna girmeyi nasıl arzu eder, saçma sapan şeylerden vazgeçmeden sırların inceliklerini anlamayı nasıl ümid edebilir? 36. Her türlü günah, gaflet ve şehvetin temeli ve kaynağı nefisten razı olmaktır. Her türlü itaat, yakaza ve iffetin kaynağı ise ondan razı olmamandır. 51. İbadet ve taat yapamadığında üzülmemen, hata ve günah işlediğinde ise pişmanlık duy...