Yaman Dede

İşte göz yaşlarıma ruhsat verdin. Kapını açmıyacak olsan, senden bu ruhsat gelmezdi. Her katre, senden gelen bir müjdecidir. Bu gözleri, bu kalbi al. Başka bir çift göz, Başka bir kalb ver... Tâ ki nefesinin hareketini sezip de görmediğim cânânın müşahedesine erebileyim. (s. 43) Bana öyle bir kulak ver ki, elest bezminde beni mest eden o tatlı sesi yeniden eşitmek nasîbim olsun. (s. 44) Mesnevî'nin baş tarafından bazı beyitleri vermişlerdi. Mevlânâ ismi bana hiç de yabancı gelmemişti. Tatlı yakışlarla ruhuma nüfuz etti. Bundan bir yangın çıktı. O yangından ben çıktım. Velba'sü badelmevt sırrına erdim. (s. 56) Bir ömür nedir. Yalnız bir "âh"ı içine alabilecek bir zaman parçası değil mi? (s. 56) Ne mübârek gözdür o gözler ki, onun için ağlar. Onun için kebab olan kalb, ne mübârek kalbdir. (s. 65) Âşıklar için gelip geçici bayramlar yok. Gelip geçme mefhumu yok. Dünyadan da ukbadan da geçerek Cemâl-i İlâhi'de mahv-ü fenaya ermek var. (s. 74) Müslümanlık bir kelime ...