Amerika'da Bir Türk

Oscar Wilde'a meşhur İngiliz ressam Turner ile ilgili sormuşlar, "Turner'in resimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Demiş ki, "Turner'in resimlerinden evvel Londra'da sis diye bir şey yoktu."

Hâlbuki Londra'nın sisi meşhurdur. Göz gözü görmez. Turner'in resimleri de Londra manzaralarını hep sis içinde gösterir. Yani Oscar Wilde'ın söylediği, "İnsanlar uykudadır, kördür. Ressam onları uyandırıp burunlarının dibindeki hakikati gösterir."

İşte sanatın ilk maksadı insanoğluna görmediğini göstermek, görme hocası olmak. (s. 100-101)

Peygamberimiz, sallallahu aleyhi vessellem, "Ölmeden evvel ölün" diyor. 

O nasıl olur? Ölü, yemez içmez, yatıp kalkmaz, para pul saymaz, dünü yarını yok, evi barkı çoluğu çocuğu, ihtirası, gururu, zevki sefası yok, hele hele ölümden korkusu hiç yok. İşte bunları, bunların endişesini azaltırsak, yani biraz dünyadan uzaklaşırsak belki "ölmeden ölmeyi" de biraz tadarız. 

"İnsan dünyadan bir karış uzaklaşırsa Rabbine o kadar yakınlaşır." Keza, Allah, O'nun rızası için yapılan işe bire on ecir verir, belki bin mislini verir. Allah en iyisini bilir. (s. 129)

Kendini bilmeyen insan dilinin hâlini ne bilsin. Muzaffer Efendim bize, "Bil, bul, ol!" derdi. 

Hepimiz bir şeyler arıyoruz, ama insan ne aradığını bilmez ise ne bulacak? 

Olmak istediğini aramalısın ki belki bulabilirsin. (s. 137)

Muzaffer Efendi, rahmetli, zekatın niye farz olduğunu şöyle tefsir ederdi: "Müslüman kişi param yok zekat veremiyorum demeyecek, zekat verebilecek kadar parası olması için can ü gönülden çalışacak." (s. 155)

Amerika'da Bir Türk
Tosun Bekir Bayraktaroğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti