Beyaz Gemi


Dedem anlatmıştı, bir zamanlar Han'ın biri başka bir Han'ı tutsak almış. Han tutsağına, "İstersen benim kölem olarak yaşayabilirsin," demiş. "Ama kölem olmak istemezsen en büyük dileğini yerine getirdikten sonra öldüreceğim seni." Tutsak Han düşünmüş, düşünmüş ve "Ben köle olarak yaşayamam. Onun için memleketimden herhangi bir çobanı çağırın gelsin," diye karşılık vermiş. "Ne yapacaksın çobanı?" diye sormuş öteki Han. "Ne mi yapacağım? Ölmeden önce son bir kez daha memleketimin türküsünü söyleteceğim." 

İşte böyle... Dedem, "İnsan memleketinin bir türküsü için canını verebilir," der. Böylelerinin nasıl kimseler olduklarını görmeli insan. (s. 48)

İşte, oğlum, paranın sözünün geçtiği, tatlı sözün değerini yitirdiği yerde güzelliğin anlamı kalmaz. (s. 73)

Avunduğum başka bir şey daha var: İnsanın çocuksu, temiz vicdanı tohumun içindeki öz gibidir. Bu öz olmadan hiçbir tohum gelişemez ve bizleri ileride ne beklerse beklesin, insanlar yaşadıkça hak, doğruluk denen şey de orada var olacaktır. (s. 179)

Beyaz Gemi
Cengiz Aytmatov


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti