KİTAP LİMANI

Her medeniyet dünyayı yeniden tanımlama ve anlamlandırma projesidir. Her medeniyet bu projeyi kurumsal yapılarla inşa eder. Osmanlı medeniyetinde bu görevi yüklenen en önemli kurumsal yapılar ise "külliye"lerdir. Külliyeler içinde en iyi örnek ise Süleymaniye Külliyesidir. Bugün yönetim geleneğimizi besleyecek ve uzun ömürlü yapılar oluşturmamızı sağlayacak ilkeler "külliye" modeli içerisinde gizlidir. (s. 11) İşin kalitesinin yükselmesi ve şirketin gelişmesi, çalışanın hayat kalitesinin yükselmesi ile doğru orantılıdır. Çalışana değer verilen yerlerde, kurumlar da yaşıyor. İşte burada çalışanına insan bütünlüğü içinde bakarak, onu hayatın tüm rolleriyle ele alan bütünsel bir anlayış gelişiyor. Çalışanın sağlığını, eğitimini, kültürünü, tüketim alışkanlıklarını ve güzellik anlayışını geliştirerek kurumsal gelişim ve büyümeyi geliştiren bir kurumsal kültür oluşuyor. Bu kültür şirket değerlerini kendi çocuklarına ve sosyal çevresine yayan, kurumuyla özdeşen, kurumunu ...

Ravi isimli eser bir muhaddisin hadis derleme sürecindeki yolculuğunu bir kurgu üzerinden roman şeklinde anlatımı. Bir ilim yolcusunun Semerkant’tan başlayıp Buhara’ya, Merv’e, Basra’ya, Rey’e, Haremeyn’e ve daha nice merkeze uğrayarak kâh ferahlık kâh meşakkat içerisinde geçen rihlesi ve tek tanığı kendi derlediği risale hacmindeki bir günce.  Kitabı hem tavsiye hem de hediye eden sevgili Ömer İhsan kardeşime de ne kadar teşekkür etsem azdır. Hadis geleneğinin oluşma sürecini anlamak isteyenler için fevkalade güzel bir eser. Bu gönderinin en alt kısmına Muhammed Enes Topgül hocanın eseri hangi saikle kaleme aldığını anlatan videoyu da ekliyorum. Eğer benim gibi hadis geleneğinin oluşma sürecine dair bilgi birikiminiz yok ise, öneri olarak daha geniş çerçevenin anlaşılması açısından önce Sezai Engin hocanın Muhaddis isimli kitabını okuyabilirsiniz.  Bir hadisin imla süreci nasıl oluyor buna dair kitaptan bir alıntıyı da paylaşıyorum: Hoca yine kârî talebesine kısa bir aşır ok...

Sezai Engin Hoca, Muhaddis adlı eserinde, son derece akıcı ve bilgilendirici bir üslupla hadis ilminin serüvenini anlatıyor. Alanında önemli bir başvuru kaynağı olan bu eser, her seviyeden okurun mutlaka okuması gereken bir çalışma. * * * Şurası var ki ister muksirundan olsun ister olmasın hadis rivayet eden sahabilerin sorumluluk duygusu üst bir seviyedeydi. Genel tavrı veya duyguyu ne ölçüde yansıtır bilinmez ama İbn Mes'ûd hakkında Amr b. Meymûndan gelen anlatı oldukça çarpıcıdır:  "Bir gün İbn Mes'üd 'Allah Resulü şöyle buyurdu.' dedi ve başını eğdi (kalakaldı). Ona baktım, ayakta duruyordu, gömleğinin düğmeleri çözülmüştü. Boyun damarları şişmiş, gözlerinden yaş geliyordu."  İbn Mes'ud'un fiziki değişimi o kadar net olmalı ki Amr'ın dikkatinden kaçmamıştı. Bu tepki, “Allah Resulü dedi ki”den sonra dilden dökülecek her sözün ya da rivayetin sonuçlarını iliklerine kadar hisseden birinden beklenirdi.  İbn Mes'ûd'da dışa vuran bu bilincin,...