Râvi

Ravi isimli eser bir muhaddisin hadis derleme sürecindeki yolculuğunu bir kurgu üzerinden roman şeklinde anlatımı. Bir ilim yolcusunun Semerkant’tan başlayıp Buhara’ya, Merv’e, Basra’ya, Rey’e, Haremeyn’e ve daha nice merkeze uğrayarak kâh ferahlık kâh meşakkat içerisinde geçen rihlesi ve tek tanığı kendi derlediği risale hacmindeki bir günce. 


Kitabı hem tavsiye hem de hediye eden sevgili Ömer İhsan kardeşime de ne kadar teşekkür etsem azdır.


Hadis geleneğinin oluşma sürecini anlamak isteyenler için fevkalade güzel bir eser. Bu gönderinin en alt kısmına Muhammed Enes Topgül hocanın eseri hangi saikle kaleme aldığını anlatan videoyu da ekliyorum.


Eğer benim gibi hadis geleneğinin oluşma sürecine dair bilgi birikiminiz yok ise, öneri olarak daha geniş çerçevenin anlaşılması açısından önce Sezai Engin hocanın Muhaddis isimli kitabını okuyabilirsiniz. 


Bir hadisin imla süreci nasıl oluyor buna dair kitaptan bir alıntıyı da paylaşıyorum:


Hoca yine kârî talebesine kısa bir aşır okuması işaretinde bulundu. Kıraatin ardından besmele, hamdele ve salvele getirip "Bugünkü derste namaz konusu ile ilgili sekiz hadis yazdıracağım inşallah" diyerek imlâ dersine başladı. 


Derse katılanlar bir müstemliye ihtiyaç gösterecek oranda kalabalık değildi. İmla dersleri özellikle ders öncesinde nüsha edinememe durumunda olanlar için bulunmaz bir fırsattı. Bizzat hocanın yazdırması ise metinlerdeki hata ihtimalini neredeyse tamamen ortadan kaldırıyordu. 


Hoca ilk hadisin isnâdındaki ilk isimle giriş yaptı derse: "Hocam Hüşeym b. Beşir -ki Allah ondan razı olsun- bize haber verdi ve dedi ki: ..." Talebenin yazıp yazmadığını kontrol etmek için halkaya göz attı. Herkesin yazdığından emin olacak kadar bekledikten sonra "Hişâm'dan, onun İbn Sirin'den..." dedi ve yine sustu. İsnada "Onun da Ebû Hüreyre' den -ki Allah ondan razı olsun naklettiğine göre..." diye devam etti. Her susuşunda kâğıtların ya da tahta tabletlerin üzerinde kalemlerin çıkardığı sesler duyuluyor, tam bir sessizliğin ardından hadisin aktarımı devam ediyordu. 


"Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurmuştur..." Nihayet isnâd bitmişti, sessizliğin yeniden sağlanması üzerine "Şiddetli sıcaklık cehennemdendir... " diyerek metnin ilk kısmını nakletti. Bir müddet bekledikten sonra hadisin ikinci kısmı olan "Bundan dolayı namazlar serinliğe bırakınız." ifadesini aktardı. Böylece ilk hadisin imlâsı bitmişti.


Herkesin yazdığından emin olunca hadisin isnâdını ve metnini tane tane bir kez daha okudu. Talebeler bu ikinci okuyuşta da ufak tefek tashihler yaptı. Bitirdikten sonra "Buradaki Hişâm, Hişâm b. Hassân' dır; İbn Sirin ise bildiğiniz üzre Muhammed b. Sirin'dir." diyerek isnâdda isimlerinin bir kısmı anlan râvileri tanıttı. Sonrasında hadisi Ebû Hüreyre dışında Enes b. Mâlik, Ebû Zer, Ebû Said el-Hudri, Safvân b. Mahreme ve Abdullah b. Ömer gibi sahabilerin de Hz. Peygamber'den naklettiklerini ekledi. Hadisin özellikle sıcak yaz günlerinde öğle namazının biraz ileriye ertelenmesiyle ilgili olduğunu belirttikten sonra ikinci hadisi imlâ ettirmek üzere nüshasına eğildi.


Arkadaşlar ikinci hadise başlıyorum: "Hocam İsmail İbrahim -ki Allah ondan razı olsun- bize haber verdi ve dedi ki: ..." Burada talebenin yazmasını bekledi ve isnâda șöyle devam etti: "Yahya b. Ebi İshak'ın aktardığına göre Sâlim b. Abdullah söyle demiştir..." Böylece isnâdı bitirmiş oluyordu, metne geçmeden önce bir müddet daha bekledi ve söyle dedi: "Ömer -Allah ondan razı olsun- kıskanç bir adamdı.." Hoca burada durup "Arkadaşlar Ömer'den sonra söylediğim dua cümlesini (tarziye) nüshaya yazmayın. Çünkü benim hocamdan aldığım nüshada bu ifade yer almıyor." izahında bulundu. Yazı sesleri kesilince "Namaza çıktığında Atike bint Zeyd de onu takiben namaza çıkardı." diyerek metne devam etti. Talebenin yazacağı kadar bekledikten sonra halkaya göz gezdirip "Ömer ise onun namaza çıkmasını da.." dedi ve kısa bir duraklamanın ardından "Namaza çıkmasını engellemeyi de hoş görmüyordu." diyerek cümleyi bitirdi. 


Kalem sesleri kesilince hadise devam etti: "Çünkü Ömer, Allah Resûlü'nün şöyle buyurduğunu naklederdi: ..." Talebelere göz gezdirdikten sonra hadisin Hz. Peygamber'e ait olan kısmını da dikte ettirdi: "Eşleriniz namaza gitmek üzere sizden izin istediklerinde onları engellemeyin." Böylece hadisin ikinci kısmi olan metin de tamamlanmış oluyordu. 


Kısa bir süre bütün hadisi bir kez daha yavaşça okudu, talebeler de düzeltmelerini yaptılar. Bu ikinci tekrarın ardından hadisle ilgili bazı meselelere temas etti: "Bu hadisi Ömer b. el-Hattâb dışında Zeyd b. Hâlid el-Cüheni, Aişe, Ebu Hüreyre, Abdullah b. Ömer de Allah Resûlü'nden rivayet etmiştir. Burada hocamın adını tam olarak İsmail b. İbrahim diye andım. Ancak o, pek hoşlanmasa da daha ziyade İbn Uleyye olarak tanınmaktadır. Rivayette gördüğünüz üzere Hz. Ömer kendi mizaca başka bir tutuma davet etmesine rağmen hadise muhalefet etmez ve hadis istikametinde davranırdı."


İkinci hadisin ardından diğer hadisleri de aynı şekilde yazdırdı. Sekizinci hadisin bitimi ile ders de sona ermişti. Derse katılanların isimleri, aktarılan rivayetleri nakletme izni verilmek üzere kaydedildi ve öğrenciler her bir imlâ dersinde biraz daha dolan defterlerini toparlamaya başladı. (s. 100-102)


Râvi

Muhammed Enes Topgül


https://youtu.be/DGYii5C-UGc?si=Qv-223u5j1R-RjO0

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed’in Liderliği

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde