Kayıtlar

Mevlevi Adab ve Erkanı

Resim
Agâh ol ; aklını başına al, kendine gel, düşün ve anla, anlamlarına gelir. Uyuyan kimseyi de uyandırırken, bu söz kullanılır, ürkütmemek için yavaşça yatağının yanına gidilir, yastığına hafifçe el ucuyla vurulur, gene yavaşça, «âgâh ol erenler» denir. (s. 5) * * * Mevlevîlikte, her şeye cezbe ve aşkla ulaşıldığı kanaati vardır.  «Aşk olmayınca meşk olmaz» atasözü, Mevlevînin her işinde kılavuzudur. Bu bakımdan " aşkolsun " sözü birçok yerlerde kullanılır: a) Dergâha, yahut birinin evine giden bir Mevlevi, oturunca, ev sahibi, Mevlevi’ye «aşkolsun» der. Mevlevi, buna karşılık, niyâz secdesi eder; yâni oturduğu yerde, yere ellerini koyup yeri öper. b) Su, çay, şerbet gibi ir şey içen kişiye, «aşkolsun» denir.. O da, «eyvallah» sözüyle baş keserek karşılık verir. c) Yem ek yiyene de, ayni söz kullanılır.«Aşkolsun» sözüne karşılık «aşkın cemâl olsun» denmesi, bu söze muhâtap olanın, «cemâlin nûr olsun» demesi, buna karşılık da, «nûrûn alâ nûr olsın» karşılığını alması, Bektaşîlik...

Roman Gibi

Resim
  Kitaplara ve okumaya dair okunmaya değer bir kitap :) Pennac’ın üslubuna aşinalık açısından bu kitaptan önce Okul Sıkıntısı romanını tavsiye ederim.   Okumadan sonraki bu sessizlik ne büyük bir hazdır okur için! (s. 20) Önü ne kadar kesilirse kesilsin tüm okumalara yön veren şey okuma zevkidir: ve bir simyacı hazzı olan okuma zevki, doğası itibarıyla, televizyon yayınlanndan, günlük görüntü kalabalığı şeklinde bile olsalar görüntülerden asla çekinmez. (s. 41) İyi sürdürülen bir okuma kişiyi, kendisi dahil her şeyden kurtarır. (s. 75) Bilginin derin sessizliği. (s. 87) Eğitim denen gelgitin kıyıya bıraktığı enkazlar onlar. (s. 93) Okuma vaktini nereden bulacağız?  Çok önemli mesele.  Başlı başına bir mesele.  Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir. (s. 107) Okuma vakti her zaman ç...

Kitap Limanı kanalı hk

Resim
Kıymetli dostlar, WhatsApp kanalına dilerseniz  buradan  dahil olabilirsiniz. msaliheroglu

Tabakatü'l-Kübra (Veliler Ansiklopedisi)

Resim
Hz. Ali’nin münacatı: Bana şeref olarak Rabbim olman yeter. Kulun olmam övünmeme kafi gelir. Zatına severek sahip çıkıyorum; Sen de, sevdiğin şeyde bana başarı ihsan eyle.  (c. I, s. 59) * * * Amir b. Abdullah b. Kays, meczupları toplar onlara yemek yedirirdi.  Halk: - Onlar deli… Yemeği ne bilir? deyince de, şu cevabı verdi: - Allah biliyor. İsterse onlar bilmesin.  (c. I, s. 87) * * * Rebi. b. Heysem derdi ki: - Hangi iş, Allah için yapılmazsa o mutlaka yok olur.  (c. I, s. 90) * * * Hasan-ı Basri: “Çocuğunda sevmediğin bir hal görüyorsan; o hal, senin arzu ettiğindir. Kendini düzelt.” (c. I, s. 94) Tabakatü'l-Kübra (Veliler Ansiklopedisi) İmam Şârâni

Hz. Muhammed’in Hayatı

Resim
  Ebu Bekir (r.a.). Peygamber (s.a.v.)'e develerin en iyisine binmesi için verdiğinde, O: "Ben benim olmayan deveyle gitmem" dedi. Ebu Bekir: "Fakat o senin, ey Allah'ın Rasulü" dedi. "Hayır" dedi Peygamber  (s.a.v.): "Onun için kaç para ödedin?" Ebu Bekir söyledi. Peygamber (s.a.v.) "Deveyi o fiyattan alıyorum" dedi.  Peygamber (s.a.v.) daha önce birçok kez ondan hediye kabul ettiği halde, bu özel bir durum olduğu için Ebu Bekir (r.a.) hediye etmekte ısrar etmedi. Bu durum Rasul’ün hicretiydi, Allah rızası için yurdundan tüm bağlarını koparmasıydı. Bu nedenle hicret, yani yaptığı fedakarlık, sadece kendisinin olmalı ve başkalarıyla paylaşılmamalıydı. Bu olayın bir parçası olduğu için binek de kendisinin olmalıydı. Hicret ettiği sırada aldığı devenin adı Kesva' idi ve o günden sonra en sevdiği devesi olarak kaldı.  Rehberleri onları Mekke'den biraz doğuya, biraz güney'e doğru götürdü, sonunda Kızıl Deniz'e ulaştı...

Kokoro

Resim
Kokoronun en basit çevirisi "kalp"tir fakat Japoncada shinzo olan fiziki kalp organından ayrı olan kokoro, insanın ruhani tarafını temsil eder. (s. 47) Kokoro bilinçli kalptir, içkin bilgeliğimizi aktarır ve hissedilen dürtüler şeklinde dünyaya tepki verir. (s. 47) Kokoro, ruhun bilincine ve en derin bilgeliğimize erişmek için bir mekanizmadır. (s. 47) Japonya'nın en popüler sözlüğü Köijen'de, kokoronun uzun tanımlar listesine "insanın ruhani eylemlerinin kökeni veya bu eylemlerin kendisi" tanımıyla başlanır. (s. 48) Ayrıca bir şeyin merkezi, özü veya çekirdeği anlamına da gelebilir. Güzelliği görme, güzelliğe tepki verme ve onu yaratma şeklimizdir. (s. 48) Kalp farkındalığına sahip olmak, ana konsantre olmak, belli bir durumda ne hissettiğimize odaklanmak ve oradan karşılık vermektir. Burada doğrudan gözlem ve mantıksal düşünce kenara çekilir ve dünyaya dair hissedilen bir duygu öne geçer ve anlatı düşüp gider. (s. 51)  Gününüze kalp farkındalığıyla yaklaşm...

Bir Testi Su

Resim
Esas mevzu, "Şems Mevlana'ya ne verdi? Ne öğretti?" sorularının cevabıdır. Bu da, Şems'in O'na aklın esaretinden kurtulmanın yollarını öğretmesidir. Çünkü aklın hududu muayyendir. Arkası cinnettir. Gönlün hududu ise, sonsuzdur. Teskîn noktası da fena-fillahdır.  Şems, Celaleddîn-i Rümî'ye kendi özünü, sahip olduğu değerleri tanıtarak ayağındaki zincirleri kopardı. Çünkü Mevlana uçmaya hazır bir kartaldı. Şems, O'nun ayağındaki bu bağları çözdü. O'na gönül penceresinden öteleri gösterdi.  Bundan sonra Hazret-i Mevlana, ışık etrafındaki pervaneler gibi Şems'teki tecellînin cazibesine kapılarak yanmaya başladı. (s. 24) Mesnevi Bahçesinden Bir Testi Su Osman Nuri Topbaş