Divan
Tevekkül
Rızkım için tevekkül ettim yaratıcım Allah'a
Ve inandım ki Allah şüphesiz Râzık'ımdır.
Kaçmaz elimden rızkımsa şayet
Derin denizlerin dibinde bile olsa
Bende konuşan bir dil olmasa da
Büyük Allah getirir onu fazlıyla.
Nefis neye yanar yakılır bilmem
Mahlukatın rızkını Allah bölüştürmüşken. (s. 48)
Şifa
Sevgili hastalandığında ziyaretine gittim
Üstüne titrediğimden hasta oldum ben
Ben hastalandığımda sevgili geldi
Onu karşımda görünce şifa buldum hemen. (s. 63)
Gerçek Hazine
Ey dünya ve zinetiyle gururlanan
Ey imar edene de, imar edilene de
Yüklenir zaman
Kimin izzeti dünya ve zinetiyse
Kısa bir müddet sonra
Silinip yok olacak izzeti
Bil ki yerin hazineleri altındandır
İyilik ve imandan yap sen hazineni. (s. 108)
Musibet
Musibet ne evin yıkılmasıdır
Ne de koyunun telef olmasıdır
Andolsun ki
Musibet kaybetmektir hür bir adamı
Ki onun ölümü
Öldürür halkı (s. 114)
İlmi Hakedene Ver
İnci mi saçayım, davar sürüsü içinde
Koyun çobanlarına edebiyat mi düzeyim
Ömrüme andolsun ki
Bir beldenin şerriyle yok olsam da
Zayi edecek değilim
Paha biçilmez sözleri aralarında
Aziz Allah lütfuyla kolaylaştırıp
Rast getirirse beni ilim ve hikmet ehline
Faydalıyı vereceğim, sevgilerine bedel
Bu olmazsa gizleneceğim
Bilgilerimle beraber.
Cahillere ilim veren onu zayi etmiştir
Kim de esirgerse ilmi hak edenlerden
Kendine zulmetmiştir. (s. 138)
Kanaat ve Takva
Aziz olur kim kanaat ederse
Mahluka boyun eğmez çözmezse peçesini
Tecrübelerden öğrendiğim onura dair
Kanaatten daha aziz izzet yoktur dünyada
Sen onu nefsin için sermaye yapmalısın
Ve sonra takva malın olmalı senin
Hayırlar işle gücün yettiğince
Sakın uyma arzularına nefsinin
Salihleri severim onlardan değilsem de
Şefaatlerine ulaşmak için herhalde.
Nefret ederim günah tüccarlarından
Her ne kadar bizde de bulunsa aynı maldan. (s. 158)
Gelip Geçen Bir Fırsattır Bahtiyarlık
İnsan insanla mademki hayat birlikte
Mutluluk arada bir gelir, bir esintidir.
İnsanların ihtiyaçlarını gideren adam
Bil ki en üstün insandır halkın içinde
Gücün yetiyorsa elini çekme artık
Birine iyilikten sakın çekinme
Çünkü gelip geçen bir fırsattır bahtiyarlık
Şükret Allah'ın yarattığı nimetlere
O nimetler ki bahşedilmiştir sana
Ve muhtaç değilsin başka insanlara.
Bir millet ölse de yaşar hep cömertliği
Yaşayan öyle insanlar da vardır ki
Çoktan ölmüşlerdir toplumun nazarında. (s. 167)
Bana Yetişebilir misin?
İlim tasnifiyle uykusuz kalmam
Daha hoş gelir bana
Süslü güzel bir kadından
Boyunlardaki kokudan.
Kalemimin kağıtlar üstündeki hışırtısı
Daha hoştur
İnsanlara karışmaktan ve aşıklardan.
Kızın defe vurmasından daha tatlıdır
Yapraklarından kumlar dökülsün diye
Defterlerime vurmam.
Derste sevinçle eğilmem
Üstüne çözmek için
İlmi bir meselenin
Daha lezzetlidir şarabından sakinin.
Ben uykusuz gecelerken
Uyuyordun sen
Nasıl bana yetişirsin
Durum böyleyken. (s. 193)
Yazmak
İlim avdır, yazmaksa bağlamak onu.
Sağlam iplerle bağla avını,
Başıboş bırakmak halkın içinde
Ne aptallık avlayıp da ceylanı. (s.201)
Ayrılmaz Bütün
Allah için sana tavsiye ediyorum
Hem fakih ol, hem sufi
Yalnızca olma biri.
Birinin kalbi serttir, tatmamıştır gönlü takvayı
Biri ise cahildir
Ve cahil insan nasıl ıslah olabilir! (s. 237)
Ebu Hanife
Ülkeleri ve halklarını süsledi
Müslümanların imamı Ebu Hanife.
Hükümlerle, hadislerle, fıkıhla
Zebur ayetleri gibi sayfa üstünde
Ne benzerini gördü doğu
Ne batı ve ne de Küfe
Sonsuza dek üstüne olsun
Rabbimizin rahmeti
Yazdıkları okunduğu müddetçe. (s. 257)
Ahmed bin Hanbel
Ahmed mi seni ziyaret eder, sen mi onu dediler
Dedim ki, yer ayırmaz konaklarken erdemler
Beni ziyaret ederse bu onun erdemidir
Ben gitsem, erdemi için giderim ona
Demek ki erdem onundur
Her halükarda. (s. 258)
Yorumlar