Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti

İslâm hükümdarları, ahireti dünyaya tercih ediyor, servet ve hazine peşinde koşmuyor, dirayetli davranıyor, takvadan ve dürüstlükten ayrılmıyorlardı. Bu sayede İslâm medeniyeti husule geliyor, diğer medeniyetlerden üstün bir noktaya taşınıyordu. Allah'ın istediği gibi düzgün bir dinî hayatın devlet yönetimi ile bu denli uyumlu olduğu daha önce yaşanmış bir şey değildi. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), peygamberlik mucizesiyle insanların özüne ulaşmış ve oradaki iman ateşini alevlendirmişti. Bu canlanmayla, bu insanlardaki en üstün vasıflar harekete geçmiş, insanlığı tarihinin en ileri noktasına taşımış, en mükemmel saadeti yaşatmışlardı. Cahiliye devri kısa zamanda tarihe gömülmüş, cehaletin ve körleşmenin getirdiği buhranı sıyırıp atmıştı. Allah'ın izniyle onun yolunda olarak muhteşem bir çağ başlatmışlardı. Bu benzersiz çağ, İslâm'ın çağıydı. (s. 116) İbn Haldûn'un bu konuda şöyle bir sözü bulunmaktadır: "Ne garip bir tecellidir ki Müslüman milletlerde, gerek...