Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı


- Ee, mirim, size söylemiştim; ya hanım, ya kitap; birini tercih edeceksiniz.
- Olmuyor efendim, olmuyor. Birini tercih etsem ötekisi darılıyor.
- İki evli oldunuz yani.
- Tam buyurduğunuz gibi. Geçende beni âdeta tehdit etti.
İskender Bey yapmacık bir merakla:
- Ya! Olacak şey değil!
- Oldu efendim, inanın oldu. Ellerini beline koyarak: "Bana bak Kazım Efendi, ya ben, ya kitapların, seçimini yap" dedi ve çekildi.
- Ne yaptınız?
- Ne yapabilirim efendim? Hanımdan korkmayan mı var. Bu yaşta yalnız kalmak zor. E, kitaplara da kıyamıyorum.
- Çözüm!
- Çözüm şöyle efendim. Hanıma göstere göstere bazı kıymeti kalmamış kitapları, laf aramızda benimkileri de peyderpey tasfiye ediyorum. Her hafta büyücek bir paket fakan.
- Ee, inandı mı hanım?
Adam keyifleniyor:
- İnandı, inandı. İnanmakla kalmayıp bana mükafat olarak bir mantı yaptı ki, parmaklarınızı yersiniz.
- Oh, oh! İş tatlıya bağlanmış, neyse.

İskender Bey bu tatlı sohbeti dikkatle dinlemekte olan Sami'ye döndü:
- Sami, evladım. Sen ki bir ciltcinin oğlusun. Sahafların müdavimisin; kağıt kokusu, kitap kokusu arasında büyüyorsun. Sonunda herhalde aramıza karışacaksın. Kulağına küpe olsun. Kitap aşkı başka sevda kaldırmaz. İki karpuz bir koltuğa sığmaz. Sığdırmaya kalkışırsan işte bu bey gibi ömrün ıstırap içinde geçer. Kitapsever mücerret bekar kalmalıdır.

Tapucu bu sözler üzerine heyecana gelip bir mısra patlatıyor:
- "Âferin erbab-ı aşkın kuvve-i bâzusuna". [s. 73-74]

TAHİR SAMİ BEY'İN ÖZEL HAYATI
Mustafa Kutlu
Dergah Yayınları

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Ya hanım ya kitap derken "Hiss-i Kable'l-Vukû" yaşanmış.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti