Kalbin Anlamı
Hakîm Tirmizi'nin Beyanü'l Fark isimli eserinden Kalb bahsinin yer aldığı bölümler Kalbin Anlamı başlığıyla kitaplaştırılmış. Kalbin içinde yer alan kısımlara dair bilgiler yer alıyor..
Kalb, insanın içinin ve derinlerinin bütün derecelerini kendinde toplayan genel anlamlı bir addır. (s. 15)
Kalb, bilginin esaslarının kaynağıdır. Çünkü kalb suyun pınarı olduğu gibi sadr bu suyun toplandığı bir göle benzer. Su pınarından göle su aktığı gibi sadra da kalpten bilgi gider. (s. 19)
Kuşkusuz mümin, nefsiyle ve nefsin kuruntularıyla sınanır. Nefse, sadra girmek yoluyla [insana] baskı kurarak onu yönetme gücü verilmiştir. Nefsin kaynağı içtedir ve [sadra] yakın bir yerdedir. Heyecanı ise, kandan ve necasetin gücünden kaynaklanır. Böylece, dumanının karanlığı ve ateşinin sıcaklığıyla insanın içini doldurur. Sonra, vesvese ve anlamsız kuruntularıyla beraber sadra girer. Bu ise, Allah'ın sadrı sınamasıdır. Bu sınamanın amacı, dürüst bir şekilde efendisine sürekli yakarması ve niyaz etmesi karşılığında, yardım istemesini sağlamaktır. Allah da onun yardım dileğine olumlu karşılık verir ve nefsin kötülüğünü kendisinden uzaklaştırır.
Aynı şekilde şeytan da vesveseleriyle kulun sadrına girer. Bu ise, nefsin hükümranlığının başka bir tarzıdır. Çünkü kötülüğü emreden nefs, şeytanın benzeridir. Bunlar, iki şeytan demektir. Allah şöyle buyurur: "İnsan ve cin şeytanları." Kuşkusuz Allah, kalbini nefsinin otoritesine bırakmadığı için mümin kuluna yardım etmiş demektir. Allah, onu kendi merhametiyle yönlendirir, şeytanın ve kuruntularının (kulun) sadrına girmesiyle onu dener. Bu sınamanın amacı, kula kendi kıymetsizliğini kısmen öğretmek olduğu gibi kendi mutlak yoksunluğunu da kula göstermektir.
Bunun böyle olduğunun kanıtı, şu ayet-i kerimedir: "Allah gönüllerinizde bulunan şeyi denemek ister." Başka bir ifadeyle Allah, şeytanın ve nefsin verdiği kuruntu ve vesveseleri en iyi bilendir. Başka bir kanıt da şu ayettir: "Kalplerinizde olan şeyi ortaya çıkartmak için." Bu ise, iman nuruyla kalbin temizlenmesidir. Allah şöyle buyurmuştur: “İnsanların gönüllerine vesvese verendir." (s. 27-28)
Fuad görür ve müşahede eder. Kalb ise bilir. Haber vermek görmek gibi değildir. (s. 67)
Kalbin Anlamı
Hakîm Tirmizi
Hayy Kitap
Kalb, insanın içinin ve derinlerinin bütün derecelerini kendinde toplayan genel anlamlı bir addır. (s. 15)
Kalb, bilginin esaslarının kaynağıdır. Çünkü kalb suyun pınarı olduğu gibi sadr bu suyun toplandığı bir göle benzer. Su pınarından göle su aktığı gibi sadra da kalpten bilgi gider. (s. 19)
Kuşkusuz mümin, nefsiyle ve nefsin kuruntularıyla sınanır. Nefse, sadra girmek yoluyla [insana] baskı kurarak onu yönetme gücü verilmiştir. Nefsin kaynağı içtedir ve [sadra] yakın bir yerdedir. Heyecanı ise, kandan ve necasetin gücünden kaynaklanır. Böylece, dumanının karanlığı ve ateşinin sıcaklığıyla insanın içini doldurur. Sonra, vesvese ve anlamsız kuruntularıyla beraber sadra girer. Bu ise, Allah'ın sadrı sınamasıdır. Bu sınamanın amacı, dürüst bir şekilde efendisine sürekli yakarması ve niyaz etmesi karşılığında, yardım istemesini sağlamaktır. Allah da onun yardım dileğine olumlu karşılık verir ve nefsin kötülüğünü kendisinden uzaklaştırır.
Aynı şekilde şeytan da vesveseleriyle kulun sadrına girer. Bu ise, nefsin hükümranlığının başka bir tarzıdır. Çünkü kötülüğü emreden nefs, şeytanın benzeridir. Bunlar, iki şeytan demektir. Allah şöyle buyurur: "İnsan ve cin şeytanları." Kuşkusuz Allah, kalbini nefsinin otoritesine bırakmadığı için mümin kuluna yardım etmiş demektir. Allah, onu kendi merhametiyle yönlendirir, şeytanın ve kuruntularının (kulun) sadrına girmesiyle onu dener. Bu sınamanın amacı, kula kendi kıymetsizliğini kısmen öğretmek olduğu gibi kendi mutlak yoksunluğunu da kula göstermektir.
Bunun böyle olduğunun kanıtı, şu ayet-i kerimedir: "Allah gönüllerinizde bulunan şeyi denemek ister." Başka bir ifadeyle Allah, şeytanın ve nefsin verdiği kuruntu ve vesveseleri en iyi bilendir. Başka bir kanıt da şu ayettir: "Kalplerinizde olan şeyi ortaya çıkartmak için." Bu ise, iman nuruyla kalbin temizlenmesidir. Allah şöyle buyurmuştur: “İnsanların gönüllerine vesvese verendir." (s. 27-28)
Fuad görür ve müşahede eder. Kalb ise bilir. Haber vermek görmek gibi değildir. (s. 67)
Kalbin Anlamı
Hakîm Tirmizi
Hayy Kitap
Yorumlar