Lisanu't Tayr

Çocukluğunda Feridüddin Attar'ın Mantıku't-Tayr eserini severek okumuştur. Gönlündeki bu muhabbet yıllar boyunca sürmüş ve 60 yaşına geldiğinde Lisanu't-Tayr isimli eserini Mantıku't-Tayr'a nazire olarak kaleme almıştır.

* * *
Hak Teala'nın bunları yaratmasında tek amaç insan oldu ve insanı mahlukat arasında eşsiz kıldı. Allah Teala, insan gönlünü irfan hazinesi yapıp kendini o hazine içinde gizledi. İnsan vücuduna bu gizli hazineyi yerleştirip hazinenin korunması için sır meydana getirdi. Bu ne güvenli bir hazine ki sırrı bile var! Sanatına şükürler olsun, ey canları yaratan zat! (s. 28)

Ancak bu iş sadece okumakla olmaz. Hiç kimse konuşmakla vuslat hazinesini bulamaz. Çünkü iş büyük, padişah yüce, dergah aziz, yol sıkıntılı, vadi uzun, gayret ise kıymetlidir. Benden padişahı anlatmamı istiyorsunuz, ancak onu bin yıl anlatsam da bitiremem. Hiç kimse onun zatını kavrayamaz. (s. 45)

Yüzü aydan daha güzel bir padişah vardı. Ay yüzlü güzeller bir orduysa o onların şahıydı. Boyunun yanında sedir ağacı ufak kalır, yüzünün güzelliğinden güneş bile utanırdı. Herkes ona aşık olur, onun can alıcı yüzünü bir kez olsun görmek isterdi. Alemde onun güzelliğinden söz etmeyen yoktu. Herkesin canına onun aşk ateşi düşmüştü. Güzelliği kadar naz ve işvesi vardı. Bazan beyaz ve kırmızı renkli atına binerdi, meydana çıktığında onun cemalini görenler oracıkta ölüverirdi de gezdiği yollar ölülerle dolardı. Cemalinden dünya velvele içindeydi, zulmünden can mülkü zedelenmişti.

Onun bu can alıcılığından halk çok rahatsız oldu. Bu durumu bilen padişah, cemalini halkın zahmet çekmeden nasıl seyredebileceğini düşünmeye başladı. Emriyle bir ayna yaptılar ve tahtının önüne koydular. Oraya güzel bir de manzara kurdular ve yıldız gibi parıldayan aynayı onun içine yerleştirdiler. O zaman zaman aynaya bakardı, halk da onun aynaya yansıyan cemalinin aksini rahatça seyreder ve onun güzelliğinden istifade ederdi. Bu zamana kadar onun cemalinden kimse fayda bulamamıştı. Aynayı yaptıktan sonra ise cemaline bakarak hem kendi yararlandı hem başkaları...

Sen bu aynayı gönül bil! Gönülde onun cemali akseder. Vücudunu bir köşk, gönlünü ayna bil de onda padişahın cemalini seyret. Ancak önce bu aynayı işlemek gerek, yoksa padişahın aksi belirmez. Onun cemalini aynada, kendini de onun karşısında bir seyirci düşün. Ayna ne kadar temiz ve parlaksa yansıma da o kadar kusursuz olur. (s. 79-80)

Talep vadisini geçtikten sonra aşk vadisine gelirsin. Aşk, dünyayı aydınlatmak için geldi. Ona meşale deme, belki ufukları aydınlatan bir alevdir o! (s. 159)

Bil ki âşığın can vermesi kolaydır, çünkü sevgili için ölmek âşığa az bir iştir. (s. 160)

Büyükler şöyle buyurmuşlardır:

"Allah'a giden yollar mahlukatın nefesleri sayısıncadır." (s. 163)

Kim aşkta kemale ermişse vücuduna mâşukunun zikri yerleşir. (s. 188)

Lisanu't Tayr

Ali Şîr Nevâî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti