İlk Öğretmenim

Ardına değin açtığım pencerelerden odanın içine serin bir hava doldu. Odanın aydınlanan mavimsi boşluğunda, başlayıp başlayıp bıraktığım resim taslaklarını seyre daldım. Kaç kez yeniden başladığım halde yapacağım tabloyu tam olarak gözümün önünde canlandıramıyordum. 

Yazın erkenden doğan güneşin şu kızıllığı insanın içine nasıl gittikçe büyüyen bir aydınlık serper, nasıl yakalanması güç anlaşılmayan bir cıvıltıyla ruha dolarsa, ben de insanı sarıverecek bir anlatım gücü arıyorum. 

Sabah sessizliğinde odamda bir aşağı bir yukarı dolaşırken durmadan düşündüğüm bu. Her sabah aynı şey ve her gün tablomun henüz olgunlaşmamış bir taslak olduğunda karar kılıyorum. (s. 9)

Bunu kesin olarak söylüyorum, çünkü o gün, yaşamımda  ilk kez , yapmam gerektiğine inandığım bir şeyi "Sonu ne olur?" diye düşünmeden, herhangi bir cezadan korkmadan karar verip yaptım. (s. 26)

Sevinçliydim o gün, çünkü küçük de olsa bir iyilik yapmıştım. (s. 27)

Sevdiğimiz insanların izleri neden bir yerde sürekli kalmazlar, neden onların her aradığımızda bulamayız? Bugün Düyşen'le birlikte indiğimiz o keçi yolunu bulsam kapanır, izlerini öperim. Çünkü yaşama dönüşüm o yolla başlamıştır. Beni yaşama, dünyaya, yeni umutlara, kendime güvene kavuşturan o yol, o gün şad olsun! Beni sevindiren o güneşe, o toprağa sonsuz teşekkürler!... (s. 64)


İlk Öğretmenim
Cengiz Aytmatov

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti