Ufuklardaki Ayetler
Harika bir kitap. Modern bir "tezkire" olmuş adeta. Yazar manevi bir iklimde seyahat ettirdi.
Bu dünyadan hiçbir şey beklemediler; ne başkaları tarafından takdir edilme, ne bir makam, ne mal mülk, ne nüfuz, ne itibar, ne hayranlık uyandırma dertleri oldu onların. (s. 12)
Bu zevâtın her birinin belirleyici karakteri mahviyet, herkese rıfk ile muamele, şekerden tatlı huyları, sabır, keskin bir mânevî sezi ve de en önemlisi her an Allah'ı zikir üzere olmalarıydı. (s. 12)
Manayı kaybettik. Manaya yer bırakmayacak derecede bu dünyanın cümbüşüyle mest olmuş bir çağda, sun'i coşkunluklarla kaygılar arasında savrularak tüketiyoruz ömrü. Varlığa tamamen nüfuz etmiş latîf nimetlerden ve gizli hakikatlerden haberimiz yok. Takip eden sayfalarda anlatılan zatlar, hayatı, manayla dopdolu bir boyutta yaşamışlardır. Onlar Allah'ın "ufuklardaki âyetleri"dir. Hepsine rahmet, hepsine selâm olsun. (s. 14)
Zikrullah esnasında yoğunlaşabilmek için bize öğretilen teknik, ism-i Celâl'i (Allah), mavi bir deniz ve gökyüzü ufkunun ön tarafında çok parlak beyaz bir nurla yazılmış hâlde gözümüzün önüne getirmekti. Maksat, ism-i Celâl'i giderek büyütmekti, ta ki kişinin görüş açısını tamamen doldursun ve bütün düşünceleri izale ederek kalbi istila etsin. (s. 31)
Michael Sugich
Yorumlar