Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitaplar Ruh ve Hayattır

Resim
🎬 Narın Rengi (1969) | Sergey Parajanov

Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rüyet

Resim
Eğer dünyada bir şey kazanırsanız onunla gururlanmayınız. O şeyin esasını daima adalet ve insaf dairesinde korumaya özen gösteriniz ki sonsuza dek kalıcı olsun. (s. 16) İnsanları eşit görmeyenler insanlığın değerini takdir edemeyenlerdir. (s. 17) İslami ilerlemenin temel şartları kardeşlik hissiyle birbirine maddi, manevi yardımda bulunmak ve birbirinin eksiklerini tamamlayarak kendilerini ilerleme yoluna yöneltmek gibi takdire şayan bir kardeşlik esasına dayanır. (s. 17) Kendi kendime diyordum ki: “Cenabıhakk'ın insanlara en büyük ihsanlarından biri de cömertçe vermiş olduğu rızkı sevinçle karşılayarak şükran hakkını yerine getirmek hissidir. Hayatın lezzetini sağlayan yegâne şey lezzetle yemek yemektir. Halbuki biz yediğimiz yemeklere hürmet etmediğimiz ve onların şükran hakkını yerine getirmediğimizden dolayı geçim yollarımız daralmıştır. Yemeklerimizde tat tuz kalmamıştır. Yemek esnasında biz hiçbir sevinç göstermeyiz. Hemen bir an evvel yemeğimizi yiyip kalkmak isteriz. Bizim ...

Kitap Limanı kanalı hk

Resim
Kıymetli dostlar, kitaplardan altını çizdiğim satırları paylaştığım bir kanal açtım WhatsApp'ta. İlgilenenler için buradan  dahil olabilirler. msaliheroglu

Kitapseverlerin Halleri

Resim
https://www.instagram .com/mervekrl_/?hl=tr

Mevlana Üzerine Konuşmalar

Resim
Yahya Kemal’e sormuşlar: "Türkler Viyana kapılarına nasıl gitti?" diye.  O da; "Türkler Viyana kapılarına kılıçla mı gitti zannediyorsunuz? Hayır. Osmanlı, Viyana kapılarına bulgur pilavı yiyerek ve Mesnevi okuyarak gitmiştir." cevabını vermiş. Burada kastedilen şudur:  Pirinç pilavı zenginlik alâmetidir. Zaten Osmanlı’ya da çok sonralar, dışarıdan gelmiştir. Anadolu halkının çok tükettiği gıdalardan olan bulgur, tevazu alâmetidir.  Dolayısıyla bu sözü şöyle yorumluyoruz: Osmanlı, Viyana kapılarına kadar çok büyük zenginlikler içinde değil, mütevazı yaşantılarıyla, bir yandan bulgur yiyerek diğer yandan da ruhlarını Mesnevi çeşmesinden doldurarak gitmişlerdir. (s. 140 - 141) Mevlana Üzerine Konuşmalar Mahmud Erol Kılıç

Kitapseverlerin Halleri

Resim
 

Waldo Sen Neden Burada Değilsin

Resim
Sanat eseri sanatçıyı olduğu gibi değil, olduğu kadarıyla değil; oluşa yönelişiyle, olma yönünde bir istikamet tutuşuyla bize açar. Sanatçının açtığı bizim için de bir açılım olduğu zaman, sanatçıyı açan şey bizi de açtığı zaman eserle bağlantı kurarız. Eserle kurduğumuz bağlantı bizi sanatçıya götürmez, kendimizi tanımaya götürür. (s. 24) Ben bu hayatı bilerek, isteyerek, her dakikasını kendimin kılarak, duyarak ve düşünerek, uyanıklık içinde yaşamak istiyorum. (s. 114) Thoreau, ABD'nin Meksika'ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına vergiyi «ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın» gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yattı. Kendisinden ondört yaş büyük olan ve bir çok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Ralph Waldo Emerson, telâşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında söyle bir konuşmanın  cereyan ettiği anlatır: «- Henry, neden buradasın? » «- Waldo, sen neden ...

Ve’l-Asr

Resim
Kitle kültüründe orijinalite üstün bir değere sahip değil zaten. Popüler kültür demek bir bakıma harc-ı âlem anlayış alanı demektir. (s. 36) Ben bir ahlaki olgunluğa ve giderek zihindeki bir gelişkinliğe yol açmak düşüncesiyle musikinin hayatımızda yer tutması gereğini savunuyorum. (s. 63) Eğitime engel olur musiki, çünkü bize yapılan telkinat ve şartlandırmaya içimizde bir özgün değerlendirme odağı geliştirerek karşı durur. Daha doğrusu içinde musiki çağıldayan insanlar eğitimin ancak şahsiyet inşa edici yanıyla bağlantı kurabilirler. Öğretim ve eğitim tek boyutlu insanlar üretmeye, imal etmeye hasredilmişse, musikiyle ruhsal ilişki kurmuş olan kişiler bu kalıplaştıricı alandan derhal şahsiyet arama alanına sapar. Islâm kültüründe musikinin tekkede yuvalanmış oluşu tasavvufun ilmi edebe, şahsiyet inşasına sıkıca irtibatlı sayan anlayışının payı büyüktür. (s. 64) İki Taocu keşiş bir derenin üzerindeki köprüden geçerken, keşişlerden biri: Balıklara bak, der, nasıl da mutluca yüzüyorlar....

Ben Rüzgarım Sen Ateş

Resim
Anadolu manzaraları Mevlânâ'yı derinden etkiler; şiirlerinde uzun deve kervanlarının ağır yüklerle yürüdüklerini görürüz. Burada insanlara; ilâhî sevgilinin adeta bu develeri burun kancalarından çektiği ve develerin, güdücülerinin sesini duyduklarında yükleriyle birlikte raks ettik leri sembollerle anlatılmak istenir. 10 Burada yırticı köpeklerin koruduğu göçmen Türkmenler'in çadırlarını görürüz. Şeytan da Uluhiyet cadırının önünde böyle bir köpek değil midir, ve insan onun saldırısından ancak, "Allah'a sığınırım" sözüyle kurtulmaz mı?!! Selçuklu emîrlerinin harikulâde yapılmıs yol ağlarının her 30 kilometresine yaptıkları kervansarayların çeşmeleri, ilahi faaliyetin sembolü olarak karşımıza çıkar, ki bu faaliyet görünüşe göre aracı sebeplerden faydalanmaktadır: Adamlar, yollarda, kervansarayların içinde ve havuz kenarlarında ağızlarından havuzlara su akan taştan insan yahut kuş figürleri yontmuşlar. Her akıllı canlı bilir ki su taştan yontulmuş bir kuşun ağzından...

Zamanın Kokusu

Resim
Günümüzün zaman krizinin önemli nedenlerinden biri, vita activa'nın, eylemlilik yaşamının mutlaklaştırılması. Bu mutlaklaştırma insanı bir animal laborans, "çalışan hayvan" derekesine indiren bir çalışma buyruğuna yol açıyor. Gündelik hayattaki hiperkinezi, aşırı hareketlilik, insan yaşamındaki tefekkür unsurunu, durma becerisini ortadan kaldırıyor. Dünyanın ve zamanın kaybına yol açıyor. Hızlanma stratejileri de bu zaman krizini bertaraf edemiyor. Dahası, esas sorunun da üzerini örtüyorlar. Vita contemplativa'nın (derin düşünce yaşamının) canlandırılması zorunlu. Zaman krizi, vita activa (eylemlilik yaşamı) kendi krizinin tam ortasında vita contemplativa'yla tekrar birleştiğinde aşılabilir ancak. (s. 10) Nietzche'nin "son insanı" şaşırtıcı derecede güncel. Günümüzde mutlak bir değere, neredeyse bir dine yükseltilmiş olan "sağlığa" son insan da saygı gösterir. Üstüne üstlük, bir hedonisttir son insan. Dolayısıyla "gündüz için küçük bir...

Limni'den Geliyorum

Resim
Limni’den Geliyorum , Niyazi Mısri Hazretleri üzerine yaptığı araştırma ve kitaplarıyla bilenen Mustafa Tatcı hocanın bir heyet ile ziyareti anlatılıyor. Mustafa Tatcı hocanın Niyazi Mısri Hazretlerinin hayatını anlattığı Burc-ı Belada Bir Merd-i Hüda: Niyazi Mısri isimli bir eseri de var. Ancak şu an baskısı bulunmuyor. Onu da merakla bekliyoruz.  Limni’den Geliyorum Mustafa Tatcı Niyazi Mısri Hazretlerine dair güzel bir belgesel  https://youtu.be/sUn0jYGDUEY?si=XPaGWkOKu74tqf40

Limni’de Sürgün Bir Veli

Resim
Ey âşıklar! Hazret-i Mısrî’nin Limni adasında ne sıkıntılar ve dertler çektiğini anlatayım da dinleyin. Onu evvela "Der-i Aliyye’den" ilmine, irfânına ve yaşına bakmadan ayağına demir bukağı takarak sürdüler. O zaman Köprülüzade Mustafa Paşa vezir idi. Yanına hiç kimseyi sokmadilar, unuttular. Hal ve hâtırını hiç soran olmadı. Ona yapılanlar tıpkı Yezid'in Âl-i Resûlullah'a yaptıklarına benziyordu. Bütün dervişler ve muhipler Hazret-i Mısrî’nin etrafını boşalttı. Ulu sultan adada garip kaldı. (s. 25-26) Limni’de Sürgün Bir Veli Limnili Şeyh Abd-i Siyahi

Sure-i Yusuf’un Yorumu

Resim
Kalp, onun güzellikleri ve insan bünyesindeki hırçınıklar arasındaki denge, ilm-i hakîkinin en önemli bahislerinden biridir. (s. 21) Gönül nefsi, nefs gönlü arzulamaktadır. Bunun sebebi, nefs arındıktan sonra gönle muhatap olacaktır. Gönül, Allah'tan bir işaret olmasa nefsin arınıp arınmadığını bilemez. Bu yüzden de nefisteki aşırılık ve kötülüklerle yüz yüze gelir. (s. 40) Gönül hazinesinin karşısında her mal değersizdir. (s. 85) İnsan kendi aczini kabul etmedikçe gönlün sırrına eremez. (s. 85) Sure-i Yusuf’un Yorumu  Onk. Dr. Haluk Nurbaki

Dünya Okulu - Eğitimi Yeniden Düşünmek

Resim
Kitapta Khan Academy'nin kuruluş felsefesi ve küresel eğitimdeki dönüşüm vizyonunu anlatılıyor. Eğitim sisteminin teknoloji ve inovasyonla dönüştürme vizyonunu ortaya konuluyor. Khan, eğitimin herkes için erişilebilir olması gerektiğini savunurken, geleneksel eğitim sisteminin ezber odaklı yapısının bireysel ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını vurguluyor. Teknoloji sayesinde öğrenme, her öğrencinin kendi hızına göre kişiselleştirilebilir ve daha etkili hale getirilebilir diye öngörüyor.  Dünya Okulu - Eğitimi Yeniden Düşünmek Salman Khan

Mösyö İbrahim ve Kur’an’ın Çiçekleri

Resim
Mösyö İbrahim ve Kuran'ın Çiçekleri son yıllarda hem romanları hem de piyesleriyle Fransa'nın dünyadaki en popüler yazarlarından Eric-Emmanuel SCHMITT'in çok satan bir romanı. Olay 1960'larda Paris'te geçmektedir. 12 yaşındaki Momo'nun babası, akli dengesi pek yerinde olmayan Yahudi bir avukattır. Paris'in bir kenar mahallesinde yaşamaktadır. Mahallenin Müslüman bakkalı Mösyö İbrahim'le tanışır. İbrahim bir sufidir. Uzak bir doğu ülkesinden gelmiştir. Momo'nun en yakın dostu olur. Ona hayatın sırlarını anlatır. Sonunda bir gün bakkala kilidi vururlar, kırmızı bir spor araba alırlar ve birlikte İbrahim'in o uzak ülkesine, mevlevi dervişlerin döndüğü, çiçeklerin, şiirin ülkesine giderler. (Arka Kapak'tan) * * * Baş döndürücü. Karşımda hiçbir şey duramıyor. Mösyö İbrahim, bana inanılmaz bir silah vermiş. Gülümseyişimle herkesi makineli tüfek gibi tarıyorum. Artik kendime hamamböceği muamelesi yapmıyorum. (s. 19) Güzellik, Momo, her yerdedir. Sen...