Çöle İnen Nur


Keşke sahiden, ipek topuğunu bir kere öpebilmiş bir kum tanesi olsaydım. (s. 10)

Ben bir şairim...

San'ata, yalnız Allahı aramak, onun mahrem ülkesi meçhüller âleminin karanlıkları içinde rüyalardan daha zengin fener alayları tertiplemek ve eşyanın takındığı duvakları birer birer kaldırmak gâyesini biçtiğim gün, sanki boynumda "mutlak hakikat"ten bir kement sezer gibi oldum. Bu kement beni çekti ve senin önünde durdurdu:​​

- Kapı burasıdır; bașka her kapı kapalı!

Vaktâ ki, böyle oldu, sen benim her şeyim oldun. (s. 12)

İzin ver; onu bir kere de ben anlatayım! İzin ver; herkesin, boyuna göre açıldığı bu ufuksuz denizde, sana yaklaşabilmek değil, fakat kıyılardan, gerilerden yâni kendimden uzaklaşabilmek mânasına bir kere de ben gücümü deneyeyim! Öyle ki, sahili kaybetsem, artık gerilere dönemesem ve sende boğulsam, işte o zaman aradığım hayatın eşiğine ayak basmış olurum. (s. 13)

İnsan olarak, hürriyetini bulmak isteyen, hakikate esir olsun! Ve sen, benim için bizzat hakikatsin! (s. 16)

Eğer Bekke, gerçekten gözyaşı vadisi demekse, daha ne isteriz? Bundan güzel ne olabilir? Buyurun, rahmet isteyen bütün insanlık, gözyaşı vâdisinden geçsin! (s. 53)

Çöle İnen Nur
Necip Fazıl

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kibrit-i Ahmer'in Peşinde

Râvi

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti