Kutadgu Bilig
* * *
Ey içimi dışımı bilen, ey gerçek bilgi! Senin varlığın güneş ve ay gibi açık, lakin kavrayacak gönül ve akıl yok. Her varlığı sen yarattın, her şey yok olur, yalnızca sen baki kalırsın. (s. 19)
Ey her şeyden müstağni Rabbim! Bu muhtaç kulunun bütün günahlarını bağışla. Sana sığındım, umudum sensin. Dara düştüğümde elimden tut. Sevgili Peygamberle birlikte haşret beni! Elimden o tutsun mahşer günü! Kıyamet günü dört arkadaşının yüzünü göster, şefaatlerini nasip et! (s. 20)
Hayat bir sermayedir; bunun kârı iyiliktir. (s. 23)
Ey iyi insan! İyilik yap, iyinin işi hep düzgün gider. Ne kadar yaşarsa yaşasın, iyi insan ihtiyarlamaz. İyi insan her gün bir dileğine kavuşur. Kötü ise pişmanlıkla ihtiyarlar, sıkıntısı günbegün artar. (s. 25)
Aydoldu:-Ya doğruluk nedir? Doğru kimdir? Hangi yola doğruluk yolu denir?Hükümdar:-Düşündüğü ile söylediği bir olan adam doğrudur. Onun içi de dışı gibidir. Eğer gönlünü avucuna koyup insanlar içinde utanmadan dolaşabiliyorsan, doğru kimsesin demektir. İnsanın kutlu olabilmesi için, ona doğruluk lâzımdır. İnsanlık, doğruluğun adıdır. İnsan az bulunan bir şey değildir, ama insanlık azdır: yani insan çoksa da doğruluk azdır. Bak bir şair ne demiştir: Yürüyen insan pek çok; fakat doğru, gerçek adam yok. İnsan kıt değil, insanlık kıt; doğru, gerçek erleri övdü akıl. (s. 39)
Bilgilinin sözü toprağa verilen su gibidir; sulanan topraktan türlü nimetler biter. Bilgisiz kimsenin gönlü ise çöl gibidir; ne ırmaklar doldurabilir, ne de ot biter. (s. 43)
Cehennem azabına karşı iyiliği kendine siper edin. (s. 49)
İnsanlara kaba söz söyleme. Kaba söz alevli bir ateş gibidir. (s. 51)
Ne güzel olur mütevazı insan, işleri hep yolunda gider. Kibirli, küstah insan da ne sevimsizdir, onun da saygınlığı günden güne azalır. (s. 57)
Akıllının işi hep ölçü, hesaplı; akılsızın işleri ise rastgeledir. (s. 58)
Meşhur bir savaşçı ne der dinle bak: Çok asker isteme, seçme asker iste. Askerin seçkin ve tam teçhizatlı olmasını iste. Sayısı az ama düzenli bir ordu kalabalık bir orduya göre daha iyidir. Birçokları kalabalık ordularıyla bozguna uğradılar. (s. 71)
Bak bir bilgi kimse ne demiştir: Memleketi alan, onu kılıç ile almıştır; memleketi tutan onu kalem ile tutmuştur. Bir memleketi kılıç ile geçirmek mümkündür, fakat kalem olmayınca kimse onu elinde tutamaz. Herhangi bir ülke kılıç zoru ile ele geçirilebilir, fakat bu hakimiyet şiddet ve öfke ile uzun yıllar sürdürülemez. Kalem ile idare edilen şehir ve eyalette insanlar arzularını bulurlar. (s. 72)
Tam manası ile zengin olmak istersen, ey genç adam, şüphesiz gönül zenginliği dile. (s. 77)
Bu ağız bir in gibidir; oradan çıkan söz sabah yeli gibi dünyaya yayılır, bir daha toplanmaz. Lüzumsuz söz ateş gibidir; onu ağızdan çıkarma, kendini yakarsın. Dilin söylediği güzel söz ise akar su gibidir; aktığı yerde çiçek açar. (s. 79)
Hangi işe çok emek verilmişse, insan onu sever, onu herşeyden yüce tutar. İnsan ömrünü neye sarfederse o șey canı kadar kıymetli olur. Ömür değil, emek azizdir. Hayat gider, insan buna acıdığını söylemez; emek boşa giderse bunun acısı senelerce unutulmaz. (s. 84-85)
Ok düz olmasa idi, doğru gitmezdi; insan doğru hareket etmezse başkalarının esiri olur. Ey kahraman hükümdar! Sen doğruluk ile çalış, zira doğruluktan iyi bir șey yoktur. (s. 87)
Cömertlik mal dağıtmak değil, kendini insanlığa feda etmektir. İyi insan kimdir? İyi, derdi olanlara deva olandır. (s. 106)
İnsan yemeği ne kadar az yerse o kadar sağlıklı ve neșeli olur. Sen daima sağlık içinde yaşamak istiyorsan, "az" ilacını iç; huzur ve rahat içinde yaşamak istiyorsan "dil" etinden ye. (s. 115)
İyi düşün, bu dünya bir zindandır; zindanda keyif ve arzu aranmaz, gönlünü artmaya çalış! Bu geçici zamanı boşa harcayan sonunda yalnızca pişmanlık duyar. (s. 119)
İnsanoğlu böyle güçsüz bir varlıktır. Dilediğine kavuşur, sevinçle neyelenir, sonra kaygı gelir de kederle ağlar. Sevdiklerini bulunca sevinir, güler; ayrılınca yine hüzünle baş başa kalır. Dünyada ayrılıktan daha zor ne var? Ayrılığın hüznü denizden bile derindir. İnsanlar sağ iken ayrıldıklarında yine kavuşurlar; ölümün ayrılığı ise daha acıdır. Bu çok uzun bir ayrılıktır. (s. 149)Hüzün ve keder seni ne kadar esir ederse etsin, ne kadar ağlatırsa ağlarsın, bir gün yüzün gülecektir. (s. 153)
Ey Rabbim! Ben bu söze başlarken niyetimin ne olduğunu sen biliyordun! Ben kendime şan ve söhret dilemedim; ister yakın ister uzak, herkesin iyiliğini diledim. Bunu okuyanlar beni hatırlayıp belki bana dua eder diye düşündüm. Dilim söyledi. Elim yazdı; elim de dilim de fanidir. Ey zeki insan, işte dilden elden kalan nişane, sana yazıp bırakmış olduğum bu kitaptır. (s. 157)
Kutadgu Bilig
Yusuf Has Hâcib
Yorumlar