Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İletişim Donanımları

Resim
Kişinin iç dünyasında düşündüğü, hissettiğiyle dışarıya karşı gösterdiği, söylediği duygu ve düşünceler arasındaki fark, onun yaşamındaki önemli bir stres kaynağını oluşturur. İç dünyasını, yani gerçek duygu ve düşüncelerini ifade edebilen bireyin, iç dünya dış dünya farkı pek yoktur. Bu nedenle bireyin yaşamında varoluş stresi azdır. Bu bireyin yaşamında can yalnız değildir. Kendi hayatını yaşayabilmek önemlidir. İnsanın içinde olduğu tüm yaşam çabasına, kendi hayatını yaşayabilme çabası adı verilebilir. Biri için, "Özgün bir yaşamı var," dediğimizde, anlatmak istediğimiz budur: Bu kişi, iç dünyasında düşündüklerini ve hissettiklerini sözlerinde ve davranışlarında yaşayabilmektedir. Bu düşünce ve davranışlara sahip kişiye, özgün insan deriz. Özgün insanın yaşamında stres azdır. Özgün yaşamı olmayan insan, iç dünyasında hissettikleri ve düşündüklerini davranışına yansıtamaz; bu insanın söyledikleri ve yaptıkları kendi iç dünyasından değil, başkalarının ondan beklentilerinden ...

Drina Köprüsü

Resim
İvo Andriç'in "Drina Köprüsü" romanı, Sokollu Mehmet Paşa tarafından inşa edilen Vişegrad'daki Drina Köprüsü'nün etrafında dönen tarihi bir hikayeyi anlatır. Roman, köprünün yapımı sırasında ve sonrasında yaşanan olayları, çeşitli karakterlerin gözünden okuyucuya sunar ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar üzerindeki etkisi, kültürel çeşitlilik ve tarihî değişimleri ele alır.  Kitabı okurken sık sık İhsan Oktay Anar'ın İvo Andriç'in üslubundan ilham aldığına dair içimde bir hissiyat oluştu. * * * Hayatta hiç çalışmamış, bir iş görmemiş olanların sabrı pek çabuk tükenir. Ve her işi kolayca eleştirerek hataya düşerler. (s. 67) "Kimse değilim, sadece yeryüzünde bir yolcuyum. Şu geçici dünyadan geçmekte olan bir yolcu, güneşin gölgesiyim." (s. 92) İnsanlar böyledir. Çok yükselen ve yükseklerde uçanların düşmesinden adeta tat duyarlar. (s. 115) Daima başkalarının derdi ile uğraştığından kendini düşünmeye vakit bulamazdı. Onun için yüz yıla yaklaş...

İlk Öğretmenim

Resim
Ardına değin açtığım pencerelerden odanın içine serin bir hava doldu. Odanın aydınlanan mavimsi boşluğunda, başlayıp başlayıp bıraktığım resim taslaklarını seyre daldım. Kaç kez yeniden başladığım halde yapacağım tabloyu tam olarak gözümün önünde canlandıramıyordum.  Yazın erkenden doğan güneşin şu kızıllığı insanın içine nasıl gittikçe büyüyen bir aydınlık serper, nasıl yakalanması güç anlaşılmayan bir cıvıltıyla ruha dolarsa, ben de insanı sarıverecek bir anlatım gücü arıyorum.  Sabah sessizliğinde odamda bir aşağı bir yukarı dolaşırken durmadan düşündüğüm bu. Her sabah aynı şey ve her gün tablomun henüz olgunlaşmamış bir taslak olduğunda karar kılıyorum. (s. 9) Bunu kesin olarak söylüyorum, çünkü o gün, yaşamımda  ilk kez , yapmam gerektiğine inandığım bir şeyi "Sonu ne olur?" diye düşünmeden, herhangi bir cezadan korkmadan karar verip yaptım. (s. 26) Sevinçliydim o gün, çünkü küçük de olsa bir iyilik yapmıştım. (s. 27) Sevdiğimiz insanların izleri neden bir yerde süre...

Yabancı

Resim
Rollo May, "Kendini Arayan İnsan" isimli kitabında diyor ki: Albert Camus'nün Yabancı isimli romanı toplumumuzda benlik bilincinin yitirilmesine dair çarpıcı bir anlatıdır. Hiçbir bakımdan olağandışı olmayan hatta "ortalama" bir modern insan diye nitelendirilebilecek bir Fransız adamın öyküsüdür.  Annesi ölür ve o kendi adına belli bir karar almadan yahut farkındalık yaşamadan işe gider, rutin hayatına devam eder, bir ilişki ve cinsel deneyimler yaşar. Sonrasında bir adam vurur ve zihninde bunu kazara mı yoksa kendini korumak için mi yaptığı bile net değildir.  Cinayetten yargılanır ve idam edilir, tüm bunları. da korkunç bir gerçekdışılık hissi içinde yaşar; sanki her şey onun başına gelmiştir: Kendisi bir şey yapmamıştır.  Kitap tıpkı Kafka'nın hikayelerinde olduğu gibi baştan sona sinir bozucu ve şaşırtıcı bir belirsizlikle, pusla örülmüştür. Her şey sanki rüyada gerçekleşir, başkarakterin ne dünyayla ne kendisinin yaptıkları ne de kendisine yapılanlarla ...

İmam Gazali Okumaları

Resim
İmam Gazali'ye dair yaptığım okumaları bu gönderi altında derlemeye çalışacağım.  Blog'da paylaştığım içeriğe  Gazali etiketinden ulaşabilirsiniz. İmam Gazali'nin eserleri (bu listeyi güncelleyeceğim): İhyâ'u Ulumûi'd-Din (Din İlimlerinin İhyası) 8. Kitap: Kitabu Adabı Tilaveti'l-Kuran ( Kur'ân-ı Okumak ve Anlamak ) 21. Kitap: Kitabu Şerh-i Acaibi'l-Kalb ( Kalbin Halleri ) Kimyâ-yı Saâdet Minhacu'l-Abidin (Abidler Yolu) Mükaşefetü'l-Kulüb (Kalplerin Keşfi) El-Munkız Mine'd-Dalal (Dalaletten Hidayete) Bidayetü'l-Hidaye (Hidayet Rehberi) Eyyühe'l- Veled (Ey Oğul) Nasihatü'l-Mülûk (Hükümdarlık Ahlâkı) Kendini Aldatan İnsan Ledünni İlim Risalesi Mişkatü'l-Envar (Nur Metafiziği) Mekasıdü'l-Felasife (Filozofların Maksatları) Tehafütü'l-Felasife (Filozofların Tutarsızlığı) Mi'yaru'l İlim (İlmin Ölçütü) Mizanü'l Amel (İlahi Saadet) İmam Gazali'ye dair eserler: Gazali: İslam'ın Dirilişi  (Eric Ormsby) Ek Ka...

Abidler Yolu

Resim
Gerçek Tevbenin Hakikati Sözün özü; sen yola koyuldun, kalbini bütün günahlardan temizleyip, bir daha asla günahlara dönmeyeceğini kalbine yerleştirdin. Artık Allah (Subhanehu ve Teala)'ın senin durumunu bildiğini düşünerek, arınmış bir kalp ile kararına sadık olasın. Mümkün olduğunca senin üzerinde hakkı bulunan kimseleri razı et, gücünün yettiğince geçirdiğin ibadetlerin kazasını yap. Bunların dışında yalvarıp yakararak Allah (Subhanehu ve Teala)'a dön. Bu kadarı senin için yeterlidir. Sonra git ve gusül abdesti al. Temiz elbiseler giy. Gereklerine uygun bir şekilde dört rekat namaz kil. Allah (Subhanehu ve Teala)' tan başka kimsenin seni göremeyeceği bir yerde başını yere koy. Sonra başına toprak saç, en kıymetli azan olan yüzünü toprağa bula. Gözyaşları, hüzünlü bir kalp, yüksek bir ses ile tek tek günahlarını say. Sonra asi olan nefsini kınayıp ayıpla ve şöyle de: "- Ey nefsim, hiç utanmıyor musun? Tevbe etmenin vakti gelmedi mi? Allah Teala'nın azabına dayanm...

İhyâ'u Ulumûi'd-Din (Din İlimlerinin İhyası)

Resim
Eric Ormsby Gazali: İslam'ın Dirilişi isimli eserinde diyor ki: "Din ilimlerinin ihyası" Gazâli'nin başyapıtı olup bir benzeri daha yoktur. Gazâli eski kaynaklardan çoğu zaman kendine mal edecek kadar fazla alıntı yapmasına rağmen, elindeki sonsuz materyali öyle güzel düzenler, öyle kuvvetli bir üslupla dile getirir ki, bu alıntılar bambaşka bir şekilde parıldar. İçeriği -boy abdestinin kurallarından, çatal tutmaya ve kürdan kullanmaya kadar- en küçük ve en dünyevi ayrıntılardan Allah sevgisine ve ölümün mutlulukla kabulüne kadar uzanır. Eser aynı zamanda bir yasalar, kutsal gelenekler, kelam ve felsefe, tasavvuf bilgisi ve teorisi ile canlı bir dünya tasviri külliyatıdır.  Gazâli'nin güçlü örnekleri, yalın ve çoğu zaman mizahi alıntıları sayesinde on birinci yüzyılın dünyası yeniden hayat bulur. Gazâli gözlerini zaman zaman ulvi amaçlara çevirse de, keskin ve eğitimli bakışlarını etrafındaki dünyadan ayırmaz, neredeyse hiçbir şey kaçmaz bakışlarından. İhya'd...

Gazali: İslam'ın Dirilişi

Resim
Adı "Gazzâli" midir, yoksa "Gazâli" mi? Kendisinden bir asır sonra doğan İbn Hallikân'ın kaleme aldığı yaşamöyküsüne bakılırsa, Harezmlilerle Cürcanlıların kullandığı çift z, Kassarî ya da Attari, yani "çırpıcı" (kassar) ya da "güzel koku satan" (attar) gibi bir meslekten gelen isimleri andırmaktadır; bu durumda Gazzâli ismi yün eğiriciden (gazzâl) gelmektedir, ancak bir yer adı, yani Tus yakınlarında bir köy olan Gazala'dan gelmiş olması da mümkündür. Genel olarak ikinci ihtimal kabul görmekte -ve daha muhtemel görünmekte- olup, ben de burada onu kullanacağım. (s. 42-43) Allah konusunda, görmenin nasıl bir şey olduğunu bilmeyen körlere veya duymanın kıymetini bilmeyen sağırlara benzeriz. O zaman ilmin anlamı nedir? İlim Allah'ı tanımanın -esasen ve aslen- imkânsız olduğunu anlamamızı sağlar. Asıl nokta özünde cahil olduğumuzu anlamaktır. Gazâli, bu tür tartışmalara girmeden önce Ebubekir'e atfedilen bir sözü aktarır: "Allah...

Dalaletten Hidayete

Resim
İmam Gazali'nin manevi otobiyografisi. * * * Daha sonra hangi niyet ile ders verdiğim üzerinde düşündüm. Burada da niyetimin halisane ve sırf Allah rızası olmadığını fark ettim. Beni ders vermeye iten temel sebep ve etkenin makam sevgisi ve şöhret tutkusu olduğunu anladım. Uçurumdan kenarında bulunduğumu, eğer durumumu hemen düzeltmeye yönelmezsem ateşe yuvarlanmak üzere olduğumu fark ettim. (s. 98) [...] Dünyanın cazibesi ile âhiretin çağrısı arasında bir o yana bir bu yana doğru gidip gelen bu tereddütlü halim, 488 yılının Receb ayından (Temmuz 1095) başlayarak yaklaşık altı ay devam etti.  Sonunda iş artık benim iradem dahilinde seyretmekten çıktı ve bir zorunluluk haline dönüştü. Çünkü Allah Teâlâ dilime kilit vurmuş ve ders veremez duruma gelmiştim. Benden ders almaya gelenlerin gönüllerini hoş tutmak için bir gün kendimi ders vermeye zorladım. Fakat dilim tek kelime bile söyleyemedi ve buna asla güç yetiremedi. Sonra dilimdeki bu tutukluk dolayısıyla kalbime bir hüzün çöktü. ...

Kalbin Halleri

Resim
İnsanı diğer canlılardan şerefli ve üstün kılan şey Allah'ı tanıma imkânıdır. Bu biliş kişi için dünyada güzellik, yetkinlik ve övünç kaynağı; ahiretteyse hazine ve azıktır. İnsan, bu imkânı uzuvlarından herhangi birisiyle değil sadece kalbi sayesinde kazanmıştır. Allah'ı bilen, O'na yakınlaşan, O'nun için çalışıp çabalayan, çırpınan kalptir. Allah katında ve kudret elinin altında olan şeyleri keşfeden yine kalptir. Diğer organlar bir kralın köleleri ya da bir çobanın sürüsü gibi kalbin hizmetçisi konumunda ve onun güdümü altındadırlar. Kalp onları bir ustanın araç ve gereçlerini kullandığı gibi kullanır. Kalp, Allah'tan başkasından kurtulduğunda Allah katında makbul olan, başkalarına takılıp gömüldüğünde Allah'tan perdelenendir. Kalp sorumlu tutulandır. Muhatap alınan ve ikaz edilendir. Allah'a yaklaştıkça sevinir. Dolayısıyla kalbi arındıran kurtuluşa erer, kirletense hüsrana düşer." (Şems, 9-10) Yaptığımız ibadetlerden uzuvlarımıza yansıyan şeyler ka...

Ledünni İlim Risalesi

Resim
Mutasavvıflardan bir grup; cesedin olduğu gibi kalbin de gözü olduğunu, böylece zâhiri gözle zâhiri varlıkların, akıl gözüyle de hakikatlerin görüldüğünü söylemişlerdir. Resulullah Aleyhisselam da şöyle buyurur: "Hiçbir kul yoktur ki kalbinin iki gözü olmasın." Bu gözlerle gayb idrak edilir, Allah Teala bir kuluna hayır dilediği zaman, dış gözünden saklı olan şeyleri görmesi için kalb gözlerini açar. (s. 48) Dil ilmi, bütün ilimlere götüren bir merdivendir; dili bilmeyene ilimleri tahsil etme yolu kapalıdır. Bir yere tırmanmak isteyen kişinin öncelikle merdiveni hazırlaması lazımdır, sonra tırmanması mümkün olur. Dil ilmi de büyük bir vesile, yüksek bir merdivendir. İlim talibi dilin hükümlerinden müstağni kalamaz. Dil ilmi böylelikle asılların aslı konumundadır. Dil ilminin ilk bahsi, müfred kelimeler menzilesinde olan edatları bilmektir. Bundan sonra mesela sülasi [kökü üç harfli], rubai [kökü dört harfli] vs. gibi filleri bilmek gelir. Dil ilmiyle uğraşanın Arap şiirleriyl...

Kendini Aldatan İnsan

Resim
Bu kitapta Gazâli, insanların, arzularını tatmin yönündeki tabii temayüllerine uymalarından çok, bunların üzerini örten bazı dini erdemler vasıtasıyla kendilerini kandırmalarıyla ilgili gibi görmektedir. Aldanma kelimesinin mazmununda bir tür "kendini kandırma" olduğu da düşünülürse, kitapta eleşstirilen grupların bir yandan şeytan tarafından aldatılırken diğer taraftan üzerlerinde bir amblem gibi taşıdıkları bazı dini simgelerle hem çevrelerini hem kendilerini kandrdıkları da görülecektir. Bu kitap alim, abid, sufi ve zâhid gibi çeşitli dini sınflar içinde temayüz etmiş birçok insanın, aslında temel güdülerini tatmin için uğraştığı dini görev ve erdemleri -belki kendileri bile farkında olmadan- nasıl paravan olarak kullandıklarını gün yüzüne çıkartmaktadır. Kitabın önemi şeklen dine yöneliş gibi görünen olgulara neşter vurması, Allah rızası etiketi altında saklanan gerçek güdüleri deşifre etmesindedir. Günümüzde dini yönelişlerin özellikle sosyal organizasyonlar ölçeğindeki ...

Nasihatü'l-Mülûk (Hükümdarlık Ahlâkı)

Resim
Asıl adı "Et-Tibru'l-Mesbûk fi Nasihati'-Mülûk" olan ve müellifin eserleri arasında ele aldığı konu itibariyle farklı bir yere sahip olan elinizdeki bu eser, zamanın Selçuklu sultanına yazılmıştır. * * * Ey sultan! Bu iman ağacının on kökü, on da dalı vardır. Kökleri itikatlar, dalları da amellerdir. Bu hakkın duacısını yüksek meclisinize kabul buyurursanız İslam sultanının bu ağacı yetiştirmekle meşgul olması için on kökü ve on dalı açıklarım. Bu ağacı doğru şekilde yetiştirilebilmek için haftada bir günü Cenab-ı Hakk'a ibadet için ayırmalı, O'nun zikriyle meşgul olmalısın. O gün cumadır; yani müminlerin bayramı. Cuma gününde bir saat vardır ki o anda kalbi Yüce Mevla'yla olan kimsenin sıkıntısı giderilir. Haftada bir gününü Cenab-ı Hakk'a hizmet etmeye ayırsan ne olur? Bir kölen olsa ve ona, "Haftada bir gününü benim hizmetime ayır, ben de senin altı günlük kusurunu affedeyim." desen. O da senin bu isteğini yerine getirmese, gözündeki değer...

Mişkâtü’l-Envâr

Resim
Mişkâtü’l-Envâr, İslâmî ilimler ve İslâm düşüncesi tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Gazzâlî’nin, Nûr Sûresi’nin 35. âyetine yazdığı bir nevi tefsirdir. Bu eser, tasavvufî ve felsefî bir bakış açısını bir ayetin tefsirinde birleştirmesi ve tüm varoluşu nûr-zulmet ayrımına dayanan bir metafizikle temellendirmesi açısından yazıldığı tarihten itibaren çok etkili olmuş, İşrâkîliğin kurucusu Sühreverdî başta olmak üzere İslâm düşüncesinin üç büyük ekolü olan tasavvuf, kelâm ve felsefeyi temsil eden düşünürleri derinden etkilemiştir. Mişkâtü’l-Envâr/Nur Metafiziği, ayrıca zâhir ile bâtın, görünen ile görünmeyen arasında kurmuş olduğu irtibat ile her devrin düşünen Müslümanları için ölümsüz bir eser olma özeliğini daima muhafaza etmiştir. * * * Hürlerin kalpleri sırların mezarıdır. (s. 18) Cahile bir ilim ihsan eden onu zayi etmiş, Layık olandan esirgeyen zulmetmiş demektir. (s. 8) Kalplerin anahtarları Allah'ın elindedir; istediği zaman istediği şekilde istediği şey için bunları aç...

Hidayet Rehberi

Resim
Bu kısa ve özlü eser, Allah'a kul olmanın edepleri, günahlardan korunmak ve sohbet adabı olarak üç bölümden oluşmaktadır. İmam Gazali, İhya'sını okumadan önce gençlere öncelikle bu kitabını okumalarını tavsiye etmektedir. * * * Ey genç! Allah'ın emirleri farzlar ve nafilelerden oluşur. Farz, sermaye olup ticaretin aslıdır. Kurtuluş onunla elde edilir. Nafile ise kârdır. Dereceler onunla kazanılır. (s. 25) Eğer Allah seni tekrar uyandırırsa, bütün müslümanlara iyilikte bulunmaya karar vererek uyu. (s. 36) Kim kendisini Allah Teala'nın yarattığı herhangi bir varlıktan daha hayırlı görürse, işte o kibirleniyor demektir. Bilmen gerekir ki gerçekten hayırlı olan, ahirette Allah katında hayırlı olan kimsedir. Bu ise son nefesle alakalı bir sırdır. Kendin hakkında başkalarından hayırlı olduğuna inanman tamamen cahilliktir. Aksine bir kimseye daima "senden daha hayırlı ve iyi" düşüncesi ile bakman gerekir. Senden küçük birisini görürsen, "Bu Allah'a isyan etm...

Eyyuhe'l-Veled (Ey Oğul)

Resim
Ömrünün kısa bir süresini yaratılış gayesi dışındaki bir şeye harcamış kişi uzunca kederlenmeye layıktır. (s. 19) Ey oğul! Yüz sene ilim tahsil etsen de, bin kitap kaleme alsan da seni ancak şu âyetler ile amel etmek Allahu Teâlâ'nın rahmetine mazhar kılar: "İnsan için ancak çalıştığı vardır." (Necm 53/39) "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın." (Kehf 18/110) "Artık kazandıklarının karşılığı olarak (az gülsünler, çok ağlasınlar). " (Tevbe 9/82) "Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince onlar için, içlerinde ebedi kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler. " (Kehf 18/107-108) "Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah'a tövbesi kabul edilmiş olarak döner." (Furkan 25/70) (s. 21) Hasan- Basri (rahimehullah) şöyle buyurmuştur: Allah kıyâmet gününde kullarına der ki: Ey kullarım! Cennete rahmetimle girin. Onu amelleriniz ölçüsünce paylaşın." (s. 22) Ey oğul! İste...

Kur'an'ı Okumak ve Anlamak

Resim
Hasan-ı Basrî hazretleri: Vallâhi, Kur'ân'la haşır neşir olmaktan daha büyük bir zenginlik, Kur'ân'a uzak durmaktan da daha kötü bir fakirlik olamaz! (s. 24) Hakk'ı hakkıyla tanıyan, her şeyde O'nu görür, zira her şey O'ndan gelmiştir ve O'na dönecektir; her şey O'nunla vardır ve O'na aittir. Şayet Hak hakkıyla kavransa, O'ndan başkası görülmez! Her şeyde Hakk'ı görmeyen, Hakk'ı hakkıyla tanımıyor demektir. O'nu hakkıyla tanıyansa, O'nun dışındaki her şeyin hayalden ibaret, O'nun zâtı dışında her şeyin yok mesâbesinde olduğunu bilir. (s. 69) Kur'an okuyan kimse, ayetlerin doğrudan doğruya kendisine seslendiğini düşünmesi gerekir. (s. 78) Hz. Mâlik ibn Dînâr şöyle diyordu: Ey Kur'ân okuyanlar! Kur'ân sizin kalplerinize ne ekti? Çünkü Kur'ân, müminin ilkbaharıdır, ilkbahar yağmuru yeryüzü için neyse o da odur! (s. 81) Kur'an'ı Okumak ve Anlamak İmam Gazali

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı

Resim
Uygarlık tarihinde büyük işlerden pek çoğu, azimli birinin özgür iradesiyle başarılmıştır. Ama en büyük fırsatlar ve Bilgi İşçisi Çağı’nın sınırsız başarıları, “biz” sanatında ustalaşmış kişilere aittir. Gerçek büyüklüğe, bencillikten arınmış bereketli bir zihin aracılığıyla –karşılıklı yarar için, karşılıklı saygı ile– ulaşılacaktır. (s. 10) Son bir kişisel not olarak, eğitim verirken sürekli sorduğum bir soruyu tekrarlamak istiyorum: Kaç kişi ölmek üzereyken iş yerinde –ya da televizyon karşısında– daha fazla vakit geçirmiş olmayı diler? Yanıtı: Hiç kimse. Herkes sevdiği kişileri, ailesini ve hizmet ettiği insanları düşünür. (s. 12) Öğrendiğiniz şeyleri sevdiklerinizle paylaşın. Ve en önemlisi, öğrendiklerinizi uygulamaya başlayın. Unutmayın ki, öğrenmek ve yapmamak, aslında öğrenmemektir. Bilmek ve yapmamak, aslında bilmemektir. (s. 13) Bir çiftlikte tüm işleri son dakikaya sıkıştırmanın, yani baharda tohum ekmeyi unutup bütün yaz eğlendikten sonra hasat alabilmek için sonbaharda te...

Risale-i Kudsiyye

Resim
Şah-ı Nakşıbend'in sohbetleri ve Muhammed Parsa'nın bu sohbetlere dair şerhi. Harika bir eser * * * İşte veliler, nûr-i ilâhî olan hakikî hayat nûru ile kâbiliyetli müridlerin kalplerini diriltirler. Hakikî hayat ile olan bu kalp diriltme olayı, hissî hayatla olan ceset diriltmekten daha üstün ve şereflidir. Ama hissî hayat ile ceset diriltmek ve hissî diriltmeye mazhar olmak evliyâullah arasında daha az bulunur ve avam halka göre bu büyük bir iştir. Bu yüzden ona iltifat ederler. (s. 35) - Muhammed Parsa Halkın, Hak Teâlâ'dan uzak düşmelerinin sebebi, kendilerini uzak tutmaları ve kendi istekleriyle üzerlerine fazla yük almalarıdır. Yoksa feyz-i ilâhîde kusur yoktur. Hz. Seyyid Emîr Külâl misal vermek için şöyle buyururlardı: Dünya sevgisi ve bağlarının neminden kurtulmadığı sürece, vücûd çömleği bir işe yaramaz. Çömleği pişirmek için sağlam olarak fırına sokarlar. Tasarruf fırınına giren çömleklerden bazıları sağlam, bazıları da kırık olarak çıkar. Bu durum ezeli irâdenin...

Bostan ve Gülistan

Resim
Kudretiyle can yaratan, hikmetiyle dilde söz yaratan Allah'ın adıyla başlıyorum. O, kullarına acıyan, düşenlerin ellerinden tutan bir efendidir; bol bol verir, hataları bağışlayan, özürleri kabul eden bir kerîmdir. (s. 13) Öyle bir büyüktür ki; O’nun kapısından baş çeviren insan, hangi bir kapıya gitse izzet bulamaz. (s. 13) Yeryüzü O’nun umumî sofrasıdır. Canlılar destursuz gelir, yer, yedikten başka istedikleri kadar da alır götürürler  (s. 13) Hazreti Peygamberin hilâfına yol intihap eden asla bir menzile erişmiyecektir. (s. 17) Ey, bütün insanlara gönderilen büyük peygamber, seni övmekte aczim var. Ey bütün mahlûkata gönderilen peygamber, sana selâm olsun. (s. 18) Düşünürken: «Dostlarıma şeker götüremiyorsam da şekerden daha tatlı sözler götürebilirim» dedim, müteselli oldum. Fakat bu şeker alelade ağızda çiğnenen şeker değildir. Mânaya âşinâ olanların kâğıt üzerine yazdıkları tatlı sözlerdir. (s. 20) Ey akıllı, güzel huylu insanlar; bilgili ve olgun hiçbir insan duymadım ki, b...